web analytics

Türk Eğitim Sisteminde Beden Eğitimi

Yayınlama: 16.08.2023
A+
A-

Turk eğitim müfredatında Beden eğitimi dersi ve Spor…

 

Türkiye’de sporun Devlet eliyle teskilatlanmasi 1938 yılına dayanmaktadır.

 

O günden bugüne Türk sporu yedi alanda hizmet yürütmeye gayret etmiştir.

 

Bunlar;

1) Sporun tabana yayılması,

2) Okul dışı spor faaliyetleri,

3) Spor kuluplerinin kurulması,

4) Vatandaşın spora katılması,

5) 82 Anayasasinda olduğu gibi Başarılı sporcuların korunması,

6) Lisanslı sporcu sayısının artırılması,

7 Spor tesislerinin insa edilmesi.

 

Ama bu yedi madde içerisinde okul ve spor yok, sağlık ve spor yok, eğlence ve spor yok, Performans sporu yok.

 

Dolayısıyla uluslararası arenada bir madalya kazanabilmek için yukarıdaki reel uygulamasi olmayan yedi maddenin bir gecerliligide yok.

 

Ya ne var?

 

Çokta realitesi olmayan ve sayısı 14 milyona ulaşan lisanslı sporcu var,

 

Okullarda sayıları 2,5 milyonu bulan göstermelik lisansli öğrenci/ sporcu var.

 

Matbuat üzerinde kurulu bulunan ve bir çoğu zar zor ayakta durabilen 19 bin civarında spor kulübü var,

 

Okullarda öğrencilere çokta fayda sağlamayan gerçeklikten uzak Beden eğitimi dersi var,

 

Okullarda Beden eğitimi, Müzik dersi ve resim dersini angarya gören bir çok okul yoneticisi var,

 

Bu kadar zorluklar içerisinde çırpınan bir avuç Beden eğitimi öğretmeni ve spor hizmetkârı var,

 

Spordan anlamayan eşofmanı sadece yatarken giyen bir çok spor yoneticisi var,

 

Spor tesislerine erişimde sorunlar yasayan bir çok vatandaş var.

 

Bu gerçeklik içerisinde Türkiye’de spor gelisirmi?

 

Elbette gelişmez gerçek manada sporda reform yapılamazsa bu zamana kadar olduğu gibi bir adim ileri, bir adım geri gider geliriz.

 

Durum böyle olunca, Nüfusu bizden 10 kat küçük olan ülkeler tüm yaz olimpiyatlarında 300-500 Madalya kazanırken 86 milyon nüfuslu güzel ülkemiz tüm yaz olimpiyatlarında ancak 104 madalya kazanmıştır.

 

Ülke insan kaynağı ve spor finansında belki de dünyada en iyilerinden biriyiz ancak bu kadar olumlu yeteneklerimizi herne hikmetse bir türlü performansa tahvil edemedik.

 

Bunun yerine Bir çok yöneticin’in ağzında eveleyip geveledikleri Türk spor politikası gibi çağın normlarına uymayan her kademede nepotist bir yaklaşım var.

 

Bu yaklaşım sporunun önündeki en büyük engeli teşkil etsede onu görmemezlikten gelen bir çok üst yönetici var.

 

Başarıyi alkışlayan canla başla çalışan kişi sayısı çok az olsa da başarısızlığı sorgulamayan, hesap sor(a)mayan büyük bir kesim var.

 

Bakınız refah toplumlarında spor okul ve ailede başlar yeyenekli sporcular eğitmenler aracılığı ile spor kuluplerine yonlendirirler.

 

Ülkemizde başarılı olan bir çok sporcuyu tetkik ederseniz onların Beden eğitimi öğretmeni aracılığıyla sporla tanış oldukları görülecektir.

 

Tıpkı antrenörlerimiz gibi Beden eğitimi ogretmenlerimizde sporun bütünlüğü çerçevesinde gerekli itibari görmemektedir.

 

Dolayısıyla Okullara sokulamayan yada gerektiği gibi değer bulmayan spor faaliyetlerinde bir ileri bir geri adım atmamiz normal degilOkullara spor neden giremiyor?

 

Türk Örgün eğitim sisteminde 2021-2022 eğitim öğretim yılında 19 milyon öğrenci 56 bin 200’ü resmî okul, 14 bin 179’u özel okul ve 4’ü açık öğretim okulu olmak üzere toplam 70 bin 383 okulda eğitim gördüler.

 

Bu okulların 14 bin 124’ü okul öncesi eğitim, 24 bin 519’u ilkokul, 18 bin 936’sı ortaokul ve 12 bin 804’ü de ortaöğretim kademesinde yer alirken

49 bin 513 beden eğitimi öğretmeni de bu okullarımızda görev yapmaktadır.

 

Şimdi esas meseleye gelecek olur isek, 49 bin 513 adet olan beden eğitimi öğretmeni sayısı çok azdır. Mevcut öğrenci yükünunu öğretmen sayısına pay ettiğimizde karşımıza 363 satışı çıkmaktadır.

 

Yani her beden eğitimi öğretmenine 363 öğrenci düşmektedir.

 

Refah toplumlarında Uluslararası normlara baktığımızda her Beden eğitimi öğretmenine 20-30 arasında öğrenci düşerken Türk egitim müfredatinda her beden eğitimi öğretmenine 363 öğrenci düsmesinin spora bir faydasi olacağı düşünülemez.

 

Bu tablo karşısında ulkemiz’de 70 bin okulda en az 140 bin beden eğitimi öğretmenine ihtiyac var.

 

Elbetteki okullarımızdaki tek sorun beden eğitimi ogretmenligi eksikliği değil, herşeyden önce okullarımızın %90’ninin beden eğitimine uygun okul bahçesinin disinda herhangi bir spor tesisi yoktur.

 

Bir başka konu okul yönetimlerinin önemli bir çogunlugu sporu hep angarya olarak görmekteyken Aileler sınav maratonunu gerekçe gostererek çocuklarıni spordan uzak tutmaktadırlar.

 

Durum böyle olunca elbetteki ülkemizde sporun tabana yayılması ve gelişmesi beklenemez.

 

Bakınız..! Okullarını sporla buluşturup bütünleştiren ülke sporcuları başarıdan başarıya koşarken bizim gibi müfredat engeline takılan ülkelerde spor boş zaman etkinliği olarak ancak bir değer ifade etmektedir.

 

Birkez daha söylüyorum ki, Ülkemizde bir çok yetenekli çocuğun sporla tanış olması beden eğitimi öğretmenleri sayesinde olmuştur.

 

Son söz olarak, Türk spor sisteminin uluslararası arenada bir marka değer olabilmesi için okullarımızı hatta ana okulları ve kreşleri sporla butunlestirmeliyiz.

 

Sporda gelişmiş bir çok ülke, ülkelerinde sporu geliştirmek için öğrenci çocuklardan oluşan ulusal çocuk olimpiyatları bile yapmakta yine bazı refah toplumlarinda kreslere bile spor sertifikasi alma zorunluluğu getirmektedir.

 

Bir başka örnek sporda ileri başarıyı yakalayan İngiltere’de, Amerika’da ve diğer bir çok AB ülkelerinde spor tesislerinin büyük bölümü okullara ve kolejlere aittir ve haftalık Beden eğitimi dersi bizdekinin en az 3 katıdır. O nedenledir ki, 1896-2021 yılları arasında düzenlenen zamana kadar yaz ve kis olimpiyatlarinda dağıtılan ortalama 24 bin madalyanin 3.105’ini Amerika kazanırken ingiltere 1.036, Almanya 1.211, Fransa 1.039, Italya 885, on milyon nüfuslu İsveç 740, Norveç 617, Macaristan 601, 5 milyon 700 bin nufuslu Finlandiya 507 madalya kazanmıştır.

 

Geçen günlerde çiçeği burnunda Milli eğitim bakanımız Finlandiya örgün eğitim sisteminin ülkemizde benimsenebilecegini ifade etmiştir. İnşaallah müfredat olarakta özellikle beden eğitimi dersi uygulamalari ve okulların fiziki imkanlarida benimsenir ve Türk örgün eğitim sistemi uluslararası normlara kavuşur.

 

“Kalın sağlıcakla”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.