Türkiye Cumhuriyeti’nin Olimpiyat Oyunları’ndaki yüzüncü yılında, Team Türkiye 102 sporcu ile Paris 2024’te ülkemize gurur dolu yeni anlar yaşatacak.
26 Temmuz – 11 Ağustos tarihlerinde düzenlenecek Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na 9 gün kala, ülkemizi Oyunlarda temsil edecek Team Türkiye Kafilemiz belli oldu. 8 Temmuz 2024 Pazartesi itibarıyla, Yüz Yılın Takımında 18 spor dalında 54 kadın, 48 erkek olmak üzere, toplam 102 sporcumuzun isimleri de kesinleşti.
Bol madalyalarla ülkemize dönmek nasip olur inşaallah.
xxx
Olimpiyatların hemen ardından 3 ay içerisinde de federasyon seçimleri başlamış ve bitmiş olacak.
Federasyon başkanları olimpiyatlara mı odaklanacaklar? yoksa bir dönem daha başkanlık yapmaya mı?
Onların da kafası karışık!
Kafası karışık olanlar sadece başkanlar mi? Diğer adayların da kafası karışık.
Çünkü, demokratik seçimlerde tek belirleyici güç oy veren kesim olması gerekirken bizim federasyon seçimlerin de maalesef bu böyle olmuyor.
Biz de istediğin kadar delege sana gönül vermiş olsun, önemli olan yukarıdan birilerinin sana “yürù ya kulum” demesi gerekiyor yani icazet vermesi gerekiyor.
İcazetin yoksa sadece delegeye güvenmek işe yaramayabilir.
Allah muhafaza birde istenmeyen biriysen vay haline.
Başkan ve diğer adaylar ilk önce aday olabilmek için icazet + % 15 delegenin imzasını almak zorundalar. Sonrasında Bakanlığın yada federasyonun belirlediği adaylık ücretini federasyon hesabına yatırmakta işin bir diğer boyutu.
Dediğim gibi, eğer istenmeyen biriysen aldığın % 15 delege imzasını kolay kolay sana yedirmezler, yedirseler bile delege imzasını mükerrere düşürmek için türlü tùrlü oyun kurarlar, imza verenleri tu kaka yaparlar.
Tüm zorluklara rağmen, bu kadar hengameden sağsalim çıkarsan ilk aşamayı geçmişsin demektir.
Sırada ikinci aşama var!
Eğer icazetli isen yönetim kuruluna kendi adamlarını verirler, icazetli değilsen zaten kazanamaz diyerek senin yönetimine karışmazlar.
Nasıl olsa kazanamayaksın!
İcazetli adayın kazanmasında ve başkanlık sürecinde kolay kolay sorun çıkmaz, icazetli değilsen kazansan bile kolay kolay birileriyle uzlaşı sağlayamazsın.
Bu aşamada hedefsin artık.
Sen işine yogunlaştıkça ülkem adına birşeyle yapayım dedikçe, telekulaklar boş durmaz senin yapmadıklarını yapmış gibi gösterirler yukarılara sonrası teftiş.
Bu aşama en sıkıntılı aşamadır. Çünkü karşında İspiyonculuk ve komisyonculuk güruhu vardır.
Bundan sonra yapacakların senin marifetine kalmış.
Sadece ispiyon ve komisyincularla mücadele etmezsin sırada federasyon bütçe ve organizasyon talebin olacak.
Bütün zorluklara rağmen buradan başarısız çıkmış isen para bulmada zorlanırsın ve diğer gelirlere yani, özel gelirlere yönelirsin ilk yapacağin iş sponsor bulamazsan ilgililerinden, diploma, sertifika, lisans, kurs, organizasyona katılım v.s gibi alanlarda katlamalı ücret talep edersin, çünkü Kanun koyucu bu yetkiyi sana veriyor.
Herkesin kullandığı gibi sende bu yetkiyi rahatlıkla kullanabilirsin.
Yani, hırsını spor yapabilmek için mücadele eden garip, gurabadan çıkarırsın, Yada şahsi ekonomin iyiyse bütün bunları sen karşılarsın.
Ama nereye kadar, neticesinde sen fahri bir görev yapıyorsun. Kendi paranı niye harcayasın öyle değil mi?
Bu süreçte sana iki yol görünür.
Bunlar;
1) Teslim olur her istediklerini yapar salmalara ses çıkarmazsın,
2) Aslanlar gibi direnir sonrasında orta bir yol bulamazsan istifa edersin.
Kıymetli arkadaşlar, Futbol federasyonu başkanlık seçim örneğinde olduğu gibi bizde görünen ve görünmeyen mevzuatta böyle durumlar olabiliyor.
Nasıl olsa birileri istediğini rahatlıkla yapabiliyor. Soran yok, denetleyen yok, necisin diyen yok, hak arama yok, itiraz yok.
O nedenle, ümit ediyorum ki, sporun tüm paydaşları demokratik olgunlukla şeffaf bir şekilde seçimleri tamamlarlar. Çünkü tüm adaylar spora daha iyi hizmet edebilmek için bu yarışa girmekteler.
xxx
Birşey daha ümit ediyorum ki, her seçim sonun da daha çok parçalanan spor camiaları bu garabetli seçim mevzuatindan bir an önce kurtulur.
Çünkü, bizim federasyon seçim mevzuatımız çokta sağlıklı, şeffaf ve sürdürülebilir bir mevzuat değil.
Teşkilat-ı esasi, Türk sporunun kalkınması birlik ve beraberliğinin saglanması için, işaretçi politikalardan vazgeçip, seçim mevzuatını mutlaka en kısa zamanda revize ederek daha evrensel, daha demokratik, daha şeffaf, daha sürdürülebilir hale getirmesi gerekiyor.