Dezenformasyon, yanlış bir bilgiyi, bireyi, toplumu, devleti yıpratmak maksadıyla yaymak anlamına gelmektedir. Dezenformasyon, sosyal medya, internet ve diğer iletişim kanalları aracılığıyla yayılabilir.
Dezenformasyon, insanları korkutmak, manipüle etmek, aldatmak veya yönlendirmek için kullanılabilir.
Dezenformasyon, toplum için çok ciddi bir sorundur. Öyle ki, dezenformasyon, insanların kararlarını etkileyebilir, seçimlerini değiştirebilir ve hatta şiddete bile yol açabilir.
Örneğin, 2016 ABD başkanlık seçimlerinde, Rusya’nın sosyal medya üzerinden dezenformasyon yaydığı iddia edilmiş ve bu yayılan dezenformasyon, insanların seçimlerde kararlarını etkilemiş böylece Donald Trump’ın ABD başkanı olarak seçilmesine katkıda bulunduğu düşünülüyor.
Kamuoyunda Sansür Yasası, Dezenformasyon Yasası gibi isimlerle anılan aslında asıl adı Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (Değişiklik Kanunu), 18 Ekim 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu yasa, dezenformasyonu yeni bir suç olarak tanımlamıştır. Bu yasa aynı zamanda sosyal medya kullanıcılarının tümünü ilgilendiren önemli değişiklikler getirmiştir. Bu değişikliklerden bazıları şunlardır:
Dezenformasyonla Mücadele Yasası ile birlikte internet platformlarına, yayıncılara ve servis sağlayıcılara çeşitli yükümlülükler getirildi. Bu yükümlülükler arasında kişilik haklarının korunması, haber sitelerinin içerik saklama yükümlülüğü ve yasa dışı içerikler hakkında bilgilendirme gibi önemli konular yer alıyor.
Her ne kadar kanunun çıkış amacı kişilik haklarının korunması, haber sitelerinin içerik saklama yükümlülüğü, yasa dışı içerikler hakkında bilgilendirilme, dezenformasyon içeriklerinin yayılmasını engelleyerek kamuoyunu gerçek bilgilerle daha iyi bilgilendirme konularında yararlı olsa da söz konusu düzenlemenin 29. Maddesi sebebi ile akıllara ‘İfade özgürlüğü ve basın özgürlüğü kısıtlayacak mı?’ Sorusunu getirdi.
Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 29. maddesi, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu tanımlamaktadır. ” Halk arasında endişe, korku veya panik yaratma saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayın yapan kimseye, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.”
Bu madde, sosyal medya kullanıcıları tarafından tartışma konusu olmuştur. Bazı kullanıcılar, bu maddenin ifade özgürlüğünü kısıtlayabileceğini ve sosyal medyayı kontrol altına almak için kullanılabileceğini savunmaktadır. Diğer kullanıcılar ise, bu maddenin dezenformasyonla mücadele etmek için gerekli olduğunu savunmaktadır.
Bir avukat olarak, Dezenformasyon Yasası’nın Türkiye’de dezenformasyonla mücadelede önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Ancak, bu yasanın ifade özgürlüğünü ve basın özgürlüğünü kısıtlamaması adına daha dikkatli bir şekilde uygulanması gerektiği ve kanun lafzının daha açık ve anlaşılır bir şekilde açıklanması gerektiği kanaatindeyim.