ABD Başkanı Biden ve İşgalci Siyonist İsrail Başbakanı Netanyahu, Gazze Şeridi’nde Filistinlilere yönelik istedikleri hedefe ulaşamayınca bu sefer özellikle Suriye ve Irak üzerinden terör hücrelerini harekete geçirmek suretiyle İran ve Türkiye’ye yönelik terör eylemlerini eş zamanlı olarak gerçekleştirmek suretiyle bölgesel kaosun içerisine sürüklemeye çalışmaları son derece vahim bir durumun ortaya koymaya çıkmasına neden olmaktadırlar.
Son dönemlerde Pakistan’ın da Sistan Belucistan üzerinden İran ile karşı karşıya getirilerek bu denklemin içerisine sokulmaya çalışılması bölgesel açmazı beraberinde getirmeye yönelik Siyonist planın parçasıdır.
Ortadoğu’da jeostratejik, jeopolitik ve jeoekonomik bölgesel güç dinamiklerini oluşturan Türkiye ve İran’ın, güç birliği içerisinde hareket içerisinde olmaları hiç şüphesiz değişim eğilimi göstermeye yüz tutan Ortadoğu coğrafyasında bir gereklilik olduğunu özellikle ifade etmek istiyoruz.
Özellikle Gazze Şeridi’nde yaşanmakta olan son gelişmelerden önemli dersler çıkararak, bölgesel güç olan Türkiye ve İran’ın bölgesel gelişmelerden etkilenmemeleri açısından yakın iş birliği içerisinde hareket etmeleri son derece hayati bir önem taşımaktadır.
Küresel yönetişimde söz sahibi olan Rusya ve Çin’in Ortadoğu politikasında söz sahibi olmaya yönelik hamleleri de göz altına alarak etkili bir stratejinin ortaya konulması son derece gereklidir.
Ortadoğu’da oluşturulmaya çalışılan yeni şekillenmeler göz altına alınarak Türkiye ve İran’ı hedef çemberine almaya çalışan yeni güvenlik tehditlerinin bertaraf edilebilmesi amacıyla yeni göç dalgaları ve iki ülkenin karşı karşıya kaldığı ayrılıkçı unsurlara karşı yeni stratejik hamlelerin ortaya konulması çözüm açısından aciliyet gerektirmektedir.
Ortadoğu’nun yeni jeostratejik ve jeopolitik yapılanmasında birbirlerini tamamlayıcı özelliklere sahip olan İran ve Türkiye’nin bu hassas dönemde her türlü kışkırtıcı politikalardan uzak durarak geniş çerçeveli iş birliği içerisinde hareketle birçok alanda karşılıklı ilişkilerin gelişmesini sağlayacaktır.
Ez cümle Türkiye ve İran’ın öncülüğünde acilen; “kapsamlı eylem planı” ile bir araya gelip, yeni istikrarsızlıklara değil, barış, kardeşlik ve güvenliğe yönelik adımlarla Ortadoğu’da belirleyici rol ortaya koymaları artık kaçınılmazdır.
Türkiye ve İran’ın siyasi sorumluluklarını ötelemek adına, kısa vadeli perspektiflerle “uzlaşmazlık” politikalarını tercih etmeleri, yeni ve derin açmazların husule gelmesine neden olabileceği gün gibi aşikardır. Küresel güç odaklarının Türkiye ve İran’ın istikrarını bozmaya yönelik hamlelerinin palyatif çözümlü “meydan okuma” ile aşılması pek mümkün değildir. Bunun için karşı karşıya kalınan açmazlardan uzak durmak ve kalıcı önlemler ortaya koymak gerekir kanaatini taşıyoruz.