Türkiye’de 19 hastanenin karıştığı büyük bir skandalda, bazı bebeklerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde kasıtlı olarak yeterli tedavi görmediği ve bu ihmallerin ölümlere yol açtığı ortaya çıktı. Soruşturma, bebeklerin tedavi sürelerinin uzatılarak SGK’dan haksız kazanç elde edildiğini ve solunum tedavisinde kullanılan ilaçların kullanılmadan üçüncü kişilere satıldığını ortaya çıkardı. Örgüt lideri F.S. ve hastane çalışanları bu süreçleri kontrol ederek maddi çıkar sağladı. Olayın detayları ortaya çıktıkça tutuklamalar başladı ve soruşturma genişletildi.
Skandal, örgütlü bir şekilde yürütülen sistematik ihlallerin bebeklerin hayatına mal olduğu şüpheleri üzerine açığa çıktı. Fezlekelerde yer alan bilgilere göre, bu örgüt SGK’dan yüksek miktarda ödeme almak için yenidoğan yoğun bakımındaki bebek hastaların yatış sürelerini kasıtlı olarak uzattı. İlaçlar kullanılmadığı halde hastalara uygulandı gibi gösterilip karaborsada satıldı. Soruşturmada adı geçen sağlık çalışanlarının birçoğunun yenidoğan bakımı konusunda yeterli eğitime ve sertifikaya sahip olmadıkları da tespit edildi.
Hastanelerde çalışan hemşirelerin de bu örgüte yardım ettiği ve maddi çıkar sağladıkları ifade ediliyor. Özellikle neonatoloji bilimine hakim olmayan hemşirelerin sorumluluğunda yapılan tedavi hataları, bebeklerin ölümüne yol açtı. SGK’dan fazla ödeme almak için yapılan bu haksız uygulamalar sonucunda, bebek hastalar uygun tedavi hizmeti alamadıkları gibi, yatış sürelerinin uzatılması enfeksiyon ve benzeri komplikasyon risklerini artırdı. Skandalda yer alan hastanelerin isimleri ve bağlantılı sağlık çalışanlarının bilgileri savcılık tarafından toplanmaya devam ediyor.
Fezlekede, zanlıların örgüt lideri F.S. tarafından yönlendirildiği ve belirli hastanelerdeki sağlık personelinin örgüt adına çalıştığı detaylı olarak anlatılıyor. F.S.’nin, hastane içindeki örgüt üyeleriyle sürekli iletişim halinde olduğu ve onlara düzenli olarak ödeme yaptığı tespit edildi. Bebek hastaların epikriz raporları, doktorlar tarafından yazılması gerekirken hemşireler tarafından dolduruldu. Bu raporlar üzerinde yapılan değişiklikler, bebeklerin gerçek sağlık durumunu yansıtmadığı gibi, ölümlerin gizlenmesine de yol açtı.
Soruşturmalar kapsamında bazı doktorlar ve hemşireler gözaltına alınarak ifadeleri alındı. Tutuklanan isimler arasında sağlık yöneticileri de bulunuyor. Çorlu’daki bir hastanede çalışan hemşirenin, örgüt lideriyle yaptığı görüşmelerde bebeklerin ölüm zamanlarının saklanmasına ilişkin talimat aldığı ortaya çıktı. Bu süreçte F.S.’nin hastanede bulunmadığı ve tedavi imkanlarını bilinçli olarak kullanmadığı belirlendi.
Olayın boyutu genişledikçe, Türkiye genelinde çeşitli hastanelerin skandala karıştığı anlaşıldı. Bağcılar’da yer alan bir özel hastanede yaşanan bir bebek ölümü de soruşturmanın odak noktalarından biri oldu. Soruşturma süreci, sağlık çalışanlarının örgüt liderleriyle bağlantılarını ortaya çıkardı. Bu sağlık personelinin bazıları örgüt adına bebeklerin yatış sürelerini kasıtlı olarak uzatmış, bazıları ise tedavi masraflarını şişirerek hasta yakınlarından haksız kazanç elde etmiştir.
Özellikle özel hastanelerde yer alan bazı yöneticilerin, örgüte yardım ettikleri ve maddi kazanç sağladıkları tespit edildi. Fezlekeye göre, bu hastanelerde yer alan hemşireler, doktorlar ve yöneticiler sistemli olarak çalışarak örgütün amaçlarına hizmet etmişlerdir. Örgüt liderlerinin elde ettiği kazançlar, sağlık çalışanlarıyla paylaşılmış ve bu sistem sayesinde bazı hastaneler yenidoğan yoğun bakım ünitelerindeki gelirlerini birkaç kat artırmıştır.
Bu büyük skandalın ortaya çıkmasıyla birlikte Türkiye’de sağlık sistemine olan güven sarsılmış, adli makamlar olayı derinlemesine incelemeye almıştır. Soruşturmalar sürerken daha fazla tutuklama beklenmekte ve hastanelerdeki bu ihmal zincirinin hangi boyutlara ulaşabileceği merak edilmektedir.