Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre, Erdoğan ile Merz arasındaki görüşmede ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel güvenlik başlıkları da kapsamlı şekilde ele alındı. Özellikle İsrail’in İran’a yönelik saldırıları sonrasında oluşan tabloyu değerlendiren Erdoğan, bölgedeki krizin artık yalnızca İran ve İsrail ile sınırlı kalmadığını, çok daha büyük bir jeopolitik tehdit halini aldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in son dönemde İran’a karşı yürüttüğü saldırıların sadece iki ülkeyi değil, tüm bölgeyi içine çeken bir şiddet sarmalını tetiklediğini söyledi. Bu gelişmelerin, Ortadoğu’da zaten kırılgan olan dengeleri altüst ettiğini belirten Erdoğan, “Bu çatışma hali, yalnızca İran ve İsrail’i değil; tüm bölgeyi, hatta Avrupa’yı derinden etkileyecek bir noktaya ulaştı,” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, en büyük risklerin başında nükleer sızıntı tehlikesi ve bu çatışma ortamının tetikleyeceği kitlesel göç dalgası olduğunu belirterek, Avrupa ülkelerine dolaylı bir çağrı yaptı. “Bu kriz, bir bölgesel güvenlik sorunu olmanın ötesinde; artık kıta Avrupası’nı da içine çeken bir beka meselesine dönüşmüştür,” dedi.
Erdoğan, Türkiye’nin bölgede barış ve istikrarın tesisi için diplomatik kanalları aktif tutmaya devam ettiğini vurguladı. Daha önce Ukrayna-Rusya krizinde yürüttüğü arabuluculuk çabalarıyla dikkat çeken Ankara’nın, benzer bir rolü İran-İsrail geriliminde de üstlenmeye hazır olduğunu ifade eden Erdoğan, “Çatışmaların sona erdirilmesi, tansiyonun düşürülmesi ve kalıcı barışın sağlanması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz,” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle İran ile Batı arasında uzun yıllardır müzakere edilen nükleer anlaşmalara da değinerek, diplomatik çözüm yollarının yeniden aktif hale getirilmesinin şart olduğunu belirtti. “Silahlar değil, müzakere masaları konuşmalı. Aksi takdirde hem bölge halkları hem de Avrupa ülkeleri ağır bedeller ödeyebilir,” sözleriyle uluslararası kamuoyunu uyardı.
Görüşmede Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in de Erdoğan’ın dile getirdiği güvenlik endişelerini dikkatle dinlediği ve diplomatik çözüm ihtimaline sıcak yaklaştığı öğrenildi. Merz’in, Almanya’nın bu süreçte barışçıl girişimlere destek vereceği ve göç krizine hazırlıklı olunması gerektiğini dile getirdiği aktarıldı.
Erdoğan-Merz görüşmesi, sadece iki ülke arasında bir diplomasi trafiği olmanın ötesinde, Ortadoğu’da büyüyen tehlikeye karşı Avrupa’nın da tetikte olması gerektiğini ortaya koydu. Türkiye, her zamanki gibi diplomatik çözüm için kilit aktör olmaya hazır. Ancak artık zamanla yarışılıyor: Nükleer sızıntı ve göç riski, kapıda bekleyen gerçek bir tehdit haline gelmiş durumda.