Savcılık sorgusunda yayın süreciyle ilgili teknik ayrıntılara değinen Ilıcalı, maç yayınlarının doğrudan yurt dışından alındığını ve içeriklere müdahale edilemediğini şu sözlerle ifade etti:
“Aylardır bu davanın şaşkınlığındayım. Neden burada olduğumu hâlâ anlamış değilim. 8-10 yıldır yayınlanan maçlar yayına müdahale edilmeden gösterilir, yayıncılar hiçbir şey yapamaz. Yurtdışında UEFA’ya başvurup maç yayınlamak dışında herhangi bir müdahalemiz yok. Yayıncılar da maçları değiştiremez. Biz sadece satın aldığımız maçları yayınlıyoruz. Engelleme şansımız yok.”
İddialara konu olan yasa dışı bahis reklamlarının, Exxen ve TV8 ekranlarında yayınlanan bazı futbol karşılaşmalarında otomatik olarak yer aldığı, bu içeriklerin Türkiye dışındaki kaynaklardan geldiği öne sürüldü.
Savcılık tarafından yöneltilen sorular üzerine Ilıcalı, gelirine ilişkin de bilgi verdi. Önce “gelirimin değişken olduğunu” belirten Ilıcalı, ardından rakamı netleştirerek “Aylık gelirimin 1 milyon ila 5 milyon lira arasında olduğunu söyleyebilirim” dedi.
Bu açıklama, Ilıcalı’nın maddi gücüne rağmen suçlamaların muhatabı olmasına duyduğu şaşkınlığı daha da görünür kıldı.
İfade sırasında duygularını da paylaşan Ilıcalı, yıllardır medya sektöründe bulunduğunu, ancak ilk defa böyle bir dava süreciyle karşılaştığını belirterek şunları söyledi:
“İlk defa böyle bir suçlama ile karşı karşıyayım ve bu durum beni çok üzüyor. Arkadaşlarımdan özür diliyorum. Suçumuz olmadığını düşünüyorum ama sorumluluğu üzerime alıyorum.”
Ilıcalı, Türkiye’de milli maç yayınlarının da tamamen yasal prosedürler dahilinde, devlet izniyle ve uluslararası anlaşmalar çerçevesinde yürütüldüğünü hatırlattı.
Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, Acun Ilıcalı’nın yanı sıra kanal ve dijital platform yöneticileri de sanık olarak yer alıyor. Her bir sanık hakkında, “yasa dışı bahse teşvik ve reklam yoluyla destek vermek” suçlamasıyla 5 yıl 3 aya kadar hapis cezası isteniyor.
Soruşturma kapsamında yayınların teknik kaynaklarının, içerik kontrol sistemlerinin ve reklam anlaşmalarının da detaylı olarak incelendiği belirtiliyor. Uzmanlara göre, bu dava yalnızca Acun Ilıcalı’yı değil, yayıncılık sektöründeki dijital içerik platformlarını da doğrudan ilgilendiriyor.
Ilıcalı’ya yakın kaynaklar, soruşturmanın hukuki zeminden çok imaj zedelemeye yönelik bir algı operasyonuna dönüştüğünü savunuyor. Özellikle Exxen’in son dönemde Avrupa kupası maçlarını yayınlamaya başlamasıyla birlikte, platformun uluslararası yayın pazarında dikkat çektiği belirtiliyor.
Hukuki süreç önümüzdeki günlerde iddianamenin kabul edilip edilmeyeceğiyle şekillenecek. Mahkemenin davayı kabul etmesi durumunda Acun Ilıcalı ve ekip arkadaşları ceza mahkemesinde hâkim karşısına çıkacak.
İlerleyen süreçte hem medya hem de hukuk çevreleri, bu davanın dijital yayıncılık dünyasında emsal teşkil edip etmeyeceğini dikkatle takip edecek.