Saldırıların, insani yardım dağıtımı yapılan alanlara yönelik gerçekleştirildiği belirtildi. Görgü tanıklarına göre sabah saatlerinde, çoğu kadın ve çocuklardan oluşan kalabalık bir grup, un, gıda ve içme suyu almak üzere yardım kamyonlarını bekliyordu. Ancak tank atışları ve havan topu bombardımanı, kalabalığın tam ortasına düştü.
Yaralananlardan bir kısmı bölgedeki Nasser Hastanesi’ne kaldırıldı. Ancak hastanede yer kalmaması nedeniyle bazı yaralılar, hastane bahçesinde ve koridorlarda tedavi edilmeye çalışıldı. Sağlık çalışanları, en az 21 yaralının durumunun kritik olduğunu ve acil cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyulduğunu açıkladı.
Saldırıdan sağ kurtulan bir görgü tanığı, şu ifadeleri kullandı:
“İnsanlar yardıma ulaşmak için kuyruğa girmişti. Birden havada bir ıslık sesi duyduk. Sonra büyük bir patlama. Her yer kana bulandı. Çocuklar çığlık atıyordu, bedenler paramparça olmuştu.”
İsrail ordusu, saldırıya ilişkin resmi bir açıklama yapmazken, uluslararası medya ve insan hakları örgütleri gelişmeyi “ciddi bir savaş suçu iddiası” olarak değerlendirdi. İsrail’in daha önce de yardım alanlarını vurduğu ve bu saldırılarda yüzlerce sivilin hayatını kaybettiği biliniyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), saldırıyı büyük bir insanlık dramı olarak nitelendirerek “yardım noktalarının ve sağlık tesislerinin hedef alınması kabul edilemez” açıklamasında bulundu. Birleşmiş Milletler ise olayın acilen soruşturulmasını talep etti.
İsrail’in aylardır süren saldırılarında Gazze Şeridi’nde yaşam tamamen felç olmuş durumda. Gıda, ilaç, temiz su ve barınma gibi temel ihtiyaçlara ulaşmak neredeyse imkânsız hale gelirken, saldırılar sivil kayıpları daha da artırıyor.
Han Yunus’ta bu sabah yaşananlar, savaşın en karanlık yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi. Dünya kamuoyunun sessizliği ise eleştirilerin odağında. Saldırının ardından birçok insan hakları kuruluşu, İsrail’e yönelik uluslararası yaptırım çağrılarını yineledi.