Ortadoğu’da tansiyon tarihin en tehlikeli seviyelerine ulaşırken, İran’dan gelen son kritik hamle küresel piyasalarda adeta deprem etkisi yarattı. İsrail’in 13 Haziran’da İran’ın nükleer tesislerine ve askeri komutanlık yapılarına düzenlediği geniş çaplı hava saldırılarının ardından İran, karşılık olarak Tel Aviv’e balistik füzeler fırlattı. Peş peşe gelen saldırılarla bölge savaş atmosferine girerken, İran bu sabah yaptığı kritik açıklamada Hürmüz Boğazı’nın gemi geçişlerine kapatıldığını resmen duyurdu.
İran Ordusu’nun yayımladığı resmi bildiridə, “Yeni bir emre kadar Hürmüz Boğazı’ndan hiçbir geminin geçişine izin verilmeyecek” denildi. Bu adım, dünya enerji ticaretinin en stratejik geçiş noktası olan boğazı tamamen devre dışı bırakıyor.
İran’ın füzeli misillemesi sonucu Tel Aviv’de en az 3 kişi hayatını kaybetti, 91 kişi ise yaralandı. Bu gelişme, İsrail’in İran’a düzenlediği ve 9 nükleer bilim insanı ile üst düzey generallerin öldüğü saldırıya doğrudan bir cevap olarak yorumlandı. İran, İsrail’e “yeni bir denge” kurma mesajı verdi.
Hürmüz Boğazı’nın kapanması haberi, küresel petrol piyasalarında büyük şok yarattı. Brent tipi ham petrol fiyatları ilk saatlerde %7’den fazla artış göstererek varil başına 73,58 dolara yükseldi. Uzmanlar, fiyatların kısa süre içinde 100 doları aşmasının kaçınılmaz olduğunu belirtiyor. Bu, son beş ayın en sert yükselişi olarak kayda geçti.
Basra Körfezi’ni Hint Okyanusu’na bağlayan Hürmüz Boğazı, günlük ortalama 17 ila 20 milyon varil petrolün geçtiği bir “enerji koridoru”dur. Bu, dünya petrol akışının yaklaşık %20’sine denk geliyor. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre bu petrolün yaklaşık %70’i Asya ülkelerine—Çin, Hindistan, Japonya, Güney Kore ve Singapur’a—gönderiliyor. Aynı zamanda Katar ve BAE’nin sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatı da bu dar geçiş yoluna bağlı.
Uluslararası denizcilik güvenliği kuruluşları UKMTO ve BIMCO, artan gerilimin ticaret gemileri açısından büyük tehlike arz ettiğini ve askeri çatışmaların deniz lojistiğinde felç yaratabileceğini vurguladı. Küresel Risk Yönetimi Merkezi Başkanı Arne Lohmann Rasmussen ise “Hürmüz Boğazı’nın kapanması, dünya petrol akışının beşte birinin durması anlamına gelir. Bu, enerji piyasaları için en büyük kabustur” dedi.
Analistler, İran’ın bu adımının kendi ekonomisine de zarar verebileceğini belirtiyor. İran’ın en büyük petrol alıcısı olan Çin, alımlarının büyük kısmını yine Hürmüz Boğazı üzerinden gerçekleştiriyor. Bu nedenle, İran’ın boğazı uzun süre kapalı tutmasının kendi enerji gelirlerini de ciddi şekilde sekteye uğratabileceği ifade ediliyor.
İran ile İsrail arasındaki bu karşılıklı saldırılar ve Hürmüz Boğazı’nın kapanması, dünya genelinde sadece enerji değil, güvenlik, ekonomi ve diplomasi alanlarında da zincirleme krizleri tetikleyebilir. Uzmanlar, bölgede topyekûn bir savaş ihtimalinin hiç olmadığı kadar yakınlaştığını ifade ederken, uluslararası kamuoyu ise itidal çağrısında bulunuyor.
Bölgedeki gelişmelerin her an yeni bir cepheye dönüşmesi ve dünya ekonomisinin sinir uçlarını tetiklemesi artık sadece bir olasılık değil; reel bir risk olarak masada duruyor.