web analytics

Cevdet Yılmaz: “Birlikte Daha Güçlü Bir Gelecek Zirvesi”ne katıldı.

Yayınlama: 27.10.2023
A+
A-

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Siyasi ve politika belirsizliklerinin ortadan kalktığı, öngörülebilirliğin artığı bir döneme girmiş durumdayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından Divan Kuruçeşme’de düzenlenen “Birlikte Daha Güçlü Bir Gelecek Zirvesi”ne katıldı.

Cumhuriyetin 100. yıl dönümünün pazar günü şanla ve şerefle kutlayacaklarını ifade eden Yılmaz, Cumhuriyetin, 100 yıllık büyük bir birikime sahip olduğunu vurguladı.

Cumhuriyeti kuran kadroların, cumhuriyeti kurmadan önce İzmir İktisat Kongresini topladıklarını anımsatan Yılmaz, şunları söyledi:

“Burada Mustafa Kemal Atatürk hiçbir zaman unutmamamız gereken şu tespiti yaptı, ‘Askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferle taçlandırılmadıkları sürece eksik kalırlar.’ Bir ülkenin tam bağımsız olması için, dünyadaki saygın konumunu tam olarak pekiştirmesi için mutlaka ekonomik olarak da gelişmesi gerekiyor.”

Ülkelerin bağımsızlığının bir hukuki bir de reel tarafının olduğunu dile getiren Yılmaz, “Hukuken bir ülke kağıt üzerinde bağımsız olabilir ama teknolojisi ve ekonomisi yoksa, dünyaya yenilik üretemiyorsa, insan gücü sermayesi belirli bir nitelik kazanmamışsa ne kadar siyasi söylemede bulunursa bulunsun gerçek anlamda bağımsız bir ülke olmaz. Bağımsızlık dünyadan kendinizi izole etmek değil, tam aksine dünyayla daha iyi bütünleşme ama kendi bakış açınız ve politikalarınızla dünyayla bütünleşme. Cumhuriyetin temelinde böyle bir bakış var.” dedi.

Cumhuriyetin temelinde muasır medeniyet seviyesini aşma hedefinin olduğuna dikkati çeken Yılmaz, bunu büyük bir iddia olduğunu ve hiçbir zaman unutulmaması gerektiğini söyledi.

“Cumhuriyet, hepimizin ortak değeri”

Cumhuriyetin 100 yıllık birikimden hareketle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye Yüzyılı” vizyonuyla geleceğe baktıklarını ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu:

“Ben bu vesileyle Cumhuriyetimizin kurucusu, Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, büyük devlet ve fikir adamı, reformcu lider Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşlarını, cumhuriyeti kuran, katkıda bulunan, bugünlere gelmesini sağlayan herkesi rahmet ve minnetle yad ediyorum. Cumhuriyetimizi pazar günü hep birlikte kutlayacağız ama sadece bir gün kutlamakla kalmayalım, cumhuriyetimizin bu ideallerine sahip çıkalım. Cumhuriyet, hepimizin ortak değeri. Kendi hayatımdan da şunu söyleyebilirim; cumhuriyet aynı zamanda fırsat eşitliği demek. Herkesi kapsamak demek. Belirli bir zümreye, belirli bir kesime değil, fırsatları tüm toplumun önüne koymak demek. Ben de Bingöllü bir kardeşiniz olarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak görev yapıyorsam işte bu cumhuriyet değerleriyle bu yerdeyim, bu makamdayım. Bu açıdan da cumhuriyetimizin gençlerimiz için, çocuklarımız için ne anlam ifade ettiğini de hep birlikte vurgulamalıyız.”

“Öngörülebilir olmak kalkınma için son derece önemli”

Yılmaz, ekonomide belirsizliğin en alt düzeyde olması gerektiğini belirterek, belirsizliğin olduğu yerde ekonomik gelişmelerin büyük darbe yediğini söyledi.

Öngörülebilirliğin olmasının ve belirsizliğin giderilmesinin ekonomik gelişme ve kalkınma için son derece önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, Türkiye’nin genel seçimleri sonuçlandırması ve sonrasında hükümetin politika dokümanlarını kamuoyuyla paylaşmasıyla bu konuda önemli adımların atıldığını vurguladı.

Orta Vadeli Program, 12. Beş Yıllık Kalkınma Planı ile Cumhurbaşkanlığının 2024 Yılı Programı ve Bütçesiyle politika belirsizliklerinin ortadan kaldırıldığını belirten Yılmaz, şunları kaydetti:

“Siyasi ve politika belirsizliklerinin ortadan kalktığı, öngörülebilirliğin artığı bir döneme girmiş durumdayız. Politika dokümanlarındaki temel önceliklerimizi hatırlatmak istiyorum. Önümüzdeki orta vadeye baktığımız zaman dört tane temel önceliğimiz var. Birincisi, afetlerin yaralarını sarmak ve ülkemizi yeni risklere hazırlamak. İkincisi, fiyat istikrarını sağlamak, makro ekonomik istikrarı sağlamak ve enflasyonda yeniden tek haneli rakamlara dönmek. Üçüncüsü, bunları yaparken büyümeyi ve istihdamı devam ettirmek, resesyona girmeden bunları başarmak. Dördüncüsü ise bütün bunları insanımız için yaptığımıza göre, bütün bu süreçlerde sosyal refahı korumak, dengeli bir şekilde bu süreci yönetmek. Dolayısıyla bu dört temel öncelikle hareket edeceğiz.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.