Yetkililer, vatandaşları kameralarını kapatmaları, cihazlarını güncellemeleri ve şifrelerini değiştirmeleri yönünde uyardı. İsrail’de hâlâ yaklaşık 66 bin güvenlik kamerasının üretici tarafından belirlenen varsayılan şifrelerle çalıştığı tahmin ediliyor. Bu durum, evleri birer açık hedef haline getiriyor.
Bu tür girişimler ilk kez yaşanmıyor. Hamas, 7 Ekim 2023’teki saldırısından önce İsrail’in güneyinde bulunan bazı güvenlik kameralarından istihbarat toplamıştı. Benzer yöntemler, Rusya tarafından Ukrayna işgalinde de kullanıldı. Düşük güvenlikli cihazlar, hem sahada bilgi toplamak hem de askeri hareketleri takip etmek için adeta dijital pencerelere dönüşüyor.
Siber güvenlik uzmanları, kullanıcıların genellikle fiyat odaklı ürünleri tercih etmesi nedeniyle yüksek risklerle karşı karşıya kaldığını belirtiyor. “Güvenlik kamerası almak, sadece izlemek için değil; izlenmemek için de dikkat gerektirir” diyen uzmanlar, üretici yazılımlarının düzenli olarak güncellenmesi ve güçlü şifreleme protokollerinin zorunlu hale getirilmesi gerektiğini savunuyor.
Hem İsrail hem de İran arasında siber cephede yaşanan bu görünmeyen savaş, klasik savaşın çok ötesinde, artık her eve kadar ulaşan yeni bir tehdit türünü tanımlıyor: “Dijital İstihbaratın Görünmeyen Gözü.”