Yeni keşfedilen bu virüslerin, şiddetli beyin iltihaplarına (ensefalit) ve solunum yolu hastalıklarına neden olabileceği düşünülüyor. Henüz bu virüslerin insana bulaştığına dair doğrulanmış bir vaka bulunmasa da, uzmanlar potansiyel zoonotik (hayvanlardan insana bulaşabilen) geçiş ihtimaline karşı küresel sağlık camiasını uyarıyor.
Çalışma, dört yıl süren titiz bir araştırma sürecinde yürütüldü. Yunnan eyaletinin beş farklı bölgesinden toplanan 10 farklı yarasa türüne ait toplam 142 örnek incelendi. Bilim insanları özellikle yarasaların böbrek dokularında yoğunlaşarak detaylı genetik analizler gerçekleştirdi. Sonuçlar çarpıcıydı: 20’si bilim dünyası tarafından daha önce tanımlanmamış 22 farklı virüs keşfedildi.
Bu virüslerden ikisi, yapısal olarak Paramyxoviridae ailesine ait olan ve geçmişte yüksek ölüm oranlarıyla bilinen Nipah ve Hendra virüsleriyle genetik benzerlik taşıyor. Bu durum, olası yeni salgınların habercisi olabileceği endişesini doğurdu.
Nipah virüsü, özellikle Güney Asya ülkelerinde ölümcül beyin iltihabı vakalarına ve ciddi solunum yetmezliklerine neden olmuş, ölüm oranı %70’e varan salgınlar yaşatmıştı. Hendra virüsü ise başta Avustralya olmak üzere bazı bölgelerde atlardan insanlara bulaşarak yine ağır semptomlara ve ölümlere yol açmıştı.
Bu iki virüsün taşıdığı risk göz önüne alındığında, genetik olarak onlara benzeyen yeni türlerin ortaya çıkması, uzmanlar tarafından ciddi bir biyogüvenlik alarmı olarak değerlendiriliyor.
Araştırma ekibi, bulguların yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda küresel halk sağlığı için stratejik önem taşıdığını belirtiyor. Virüslerin henüz insanlara bulaşmadığı vurgulansa da, doğayla iç içe olan bölgelerde vahşi hayvanlarla temasın artması bu riskin her an gerçekleşebileceğini ortaya koyuyor.
Uzmanlar, bu tip keşiflerin pandemi sonrası dönemde daha dikkatli ve ön alıcı stratejilerle izlenmesi gerektiğini vurgularken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) gibi küresel otoritelerin de olası tehditlere karşı erken uyarı sistemlerini güçlendirmeleri gerektiğine dikkat çekiyor.
Çin’de yarasalarda tespit edilen yeni virüsler, doğanın taşıdığı potansiyel tehlikenin bir kez daha altını çiziyor. Covid-19 sonrası dünyanın öğrendiği en önemli derslerden biri olan “erken teşhis ve hazırlıklı olma” ilkesi, bu tür gelişmeler karşısında bir kez daha hatırlanmalı.