Üniversite tarafından yapılan açıklamada, “Üniversitemizin kıymetli mezunu ve ülkemizin bilimsel kalkınmasına önemli katkılar sunan nükleer bilimcimiz Mühendis Süleyman Süleymani, İsrail rejiminin saldırıları sonucu şehit olmuştur. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine ve milletimize başsağlığı dileriz.” ifadelerine yer verildi.
İranlı bilim insanı Süleymani’nin ölümü, son yıllarda İsrail ile İran arasında artan istihbarat savaşlarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Hatırlanacağı üzere, daha önce de İran’ın önde gelen nükleer fizikçileri çeşitli suikast ve saldırılarla hayatlarını kaybetmişti. En dikkat çeken örneklerden biri, 2020 yılında öldürülen nükleer fizikçi Muhsin Fahrizade olmuştu. İran, o saldırıdan da İsrail’i sorumlu tutmuştu.
İranlı yetkililer, Süleymani’nin sadece bir bilim insanı değil, aynı zamanda ülkenin stratejik enerji politikalarında ve nükleer araştırmalarında etkin bir isim olduğunu belirtiyor. Özellikle Kimya Mühendisliği alanında yaptığı araştırmaların, uranyum zenginleştirme süreçlerinde etkili olduğu ve İran’ın nükleer teknolojisinde katkı sağladığı aktarılıyor.
İsrail makamları, Süleymani’nin ölümüyle ilgili herhangi bir resmi açıklama yapmazken, İran cephesinden gelen tepkiler sert oldu. İran Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “İsrail, bilim insanlarımızı hedef alarak sadece insanlık suçları işlememekte, aynı zamanda bölge güvenliğini de açıkça tehdit etmektedir. Bu saldırılar karşılıksız kalmayacaktır.” denildi.
Ayrıca İran devlet televizyonu, Süleymani’nin “şehit” ilan edilerek resmi törenle toprağa verileceğini duyurdu. Törenin, başkent Tahran’da devlet erkânının da katılımıyla gerçekleşeceği bildirildi.
Uluslararası bilim camiası ise olay karşısında endişeli. Bilim insanlarının siyasi çatışmaların ortasında hedef alınması, akademik özgürlük ve insan hakları açısından büyük bir tehdit olarak görülüyor. Avrupa’daki bazı üniversitelerden ve uluslararası akademik birliklerden yapılan açıklamalarda, “Bilim insanlarının öldürülmesi, sadece bir ülkenin değil, tüm insanlığın ortak geleceğine vurulan darbedir.” ifadeleri yer aldı.
Süleyman Süleymani’nin ölümü, bölgede süregelen İsrail-İran geriliminin yalnızca askeri boyutta kalmadığını, aynı zamanda teknolojik, istihbarat ve bilimsel alanlara da sıçradığını bir kez daha gözler önüne serdi. İran tarafı, bilim insanlarına yönelik bu tür saldırıların kendilerini yıldırmayacağını, nükleer çalışmalarına kararlılıkla devam edeceklerini belirtiyor.
Ancak uzmanlar, bu tür suikastların bölgede daha büyük çatışmaların fitilini ateşleyebileceği uyarısında bulunuyor. Süleymani’nin ölümünün ardından İran içinde savaş çığırtkanlığının arttığı, özellikle genç nesil bilim insanları arasında hem öfke hem de korkunun hakim olduğu ifade ediliyor.
Bu olay, uluslararası kamuoyunun sadece askeri değil, bilimsel alanlarda da etik ve insan hakları ilkeleri çerçevesinde yeni bir yaklaşımı tartışması gerektiğini ortaya koyuyor. Süleyman Süleymani’nin ismi ise, muhtemelen önümüzdeki yıllarda Ortadoğu’nun çatışmalı bilim tarihine kazınmış bir sembol olarak anılacak.