Ortadoğu’da savaş çanları çalarken, Türkiye adeta alarma geçti. İsrail ve İran arasında giderek tırmanan kriz, yalnızca iki ülkeyi değil tüm bölgeyi tehdit ederken, Ankara’da en üst düzeyde bir güvenlik ve diplomasi zirvesi gerçekleştirildi.
Toplantıya Dışişleri Bakanı Hakan Fidan başkanlık ederken, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın da hazır bulundu. Masada ise tek bir konu vardı: İsrail ile İran arasında olası bir sıcak çatışmanın Türkiye’ye etkileri ve bölgesel sonuçları.
Toplantı sonrasında sosyal medya platformu X’te açıklamalarda bulunan Hakan Fidan, Türkiye’nin bu kriz karşısında nasıl bir pozisyon aldığını net bir dille ortaya koydu. Fidan, savaşın bölgeye sadece kaos ve yıkım getireceğini belirterek, diplomatik çözüm yollarının zorlanması gerektiğini vurguladı:
“Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla ilgili tüm kurumlarımız, Türkiye’yi ilgilendirecek her senaryoya karşı hazırlıklarını tamamlamıştır. ABD Başkanı Donald Trump döneminde başlatılan nükleer müzakerelerin devamı, bugün oluşan bu tehlikeli atmosferin dağıtılması açısından tek çıkış yoludur. Diplomasi, savaşın tek alternatifidir.”
Fidan’ın bu sözleri, Türkiye’nin mevcut kriz ortamında tarafsız ancak aktif bir diplomatik rol üstlenmeye hazır olduğunu açıkça ortaya koydu. Türkiye’nin, İsrail, İran, Irak, Ürdün ve ABD gibi bölge aktörleriyle yoğun temas içinde olduğu da belirtildi.
İran’ın nükleer faaliyetleri ve İsrail’in son haftalarda gerçekleştirdiği askeri operasyonlar, zaten kırılgan olan bölgesel dengeleri daha da sarstı. Uzmanlar, herhangi bir doğrudan saldırının hızla büyüyebilecek bir savaşa dönüşmesinden endişe ediyor.
Bu çerçevede, Türkiye’nin yürüttüğü önleyici diplomasi, yalnızca kendi ulusal güvenliğini değil, aynı zamanda tüm bölge halklarının geleceğini de yakından ilgilendiriyor. Ankara’daki toplantının perde arkasından yansıyan bilgilere göre, sınır ötesi insani kriz, enerji hatlarının güvenliği, göç dalgası riskleri ve ekonomik etkiler gibi birçok başlık, çok yönlü bir şekilde ele alındı.
Türkiye’nin hem diplomatik hem de güvenlik kurumlarının aynı masa etrafında buluşmuş olması, yaşanan gerilimin ciddiyetini gösteriyor. Uzmanlara göre bu toplantı, Türkiye’nin olası kriz senaryolarına karşı hazırlıklı olduğunun güçlü bir işareti.
Bakan Fidan’ın açıklamaları, Türkiye’nin savaş istemediğini ama yaşanacak her gelişmeye karşı hazırlıklı olduğunu net biçimde ortaya koydu. “Diplomasi savaşın tek alternatifidir” sözleri ise, bir yandan İsrail’e ve İran’a, diğer yandan uluslararası topluma güçlü bir mesaj niteliğinde.