İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek “mağdur” sıfatıyla yer aldı. İddianamede, Ekrem İmamoğlu’nun katıldığı bir panelde, Başsavcı Gürlek ve ailesine yönelik ifadelerinin suç teşkil ettiği belirtilerek, resen soruşturma başlatıldığı aktarıldı.
Gürlek’in geçmişte terörle mücadele eden mahkemelerde görev yaptığı ve çeşitli terör örgütleri, özellikle DHKP/C tarafından hedef alındığı vurgulandı. Bu çerçevede, İmamoğlu’nun kamuya açık alanda yaptığı konuşmaların, Gürlek’in açık kimliğini ve ailesini hedef gösterdiği ve bu durumun terör örgütlerinin tehditlerini yeniden gündeme taşıyabileceği belirtildi.
Mahkemeye sunulan mütalaada, Ekrem İmamoğlu’nun kamuya açık bir panelde yaptığı konuşmada sarf ettiği sözlerin, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği savunuldu. Mütalaada şu ifadelere yer verildi:
“Sanığın, aleni şekilde kullandığı söylemler, kamu görevini sürdüren Akın Gürlek’i küçük düşürmeye, tehdit etmeye ve hedef göstermeye yöneliktir. Bu açıklamalar düşünce özgürlüğü sınırlarını aşmakta, açıkça kişisel haklara saldırı teşkil etmektedir.”
Savcılık, İmamoğlu’nun Türk Ceza Kanunu’nun 125, 106 ve 6/1 maddeleri uyarınca cezalandırılmasını talep etti. Buna göre İBB Başkanı hakkında 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapis isteniyor.
Mütalaada dikkat çeken bir diğer unsur ise, Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinin uygulanmasının talep edilmesi oldu. Bu maddeye göre, kasten işlenmiş suçlardan dolayı hüküm giyen kişiler, belli kamu görevlerinden – örneğin belediye başkanlığı, milletvekilliği gibi görevlerden – sürekli, süreli ya da geçici olarak men edilebiliyor. Eğer mahkeme bu talebi kabul ederse, İmamoğlu’nun siyasi geleceği açısından ciddi sonuçlar doğurabilir.
Silivri’de Marmara Cezaevi karşısındaki duruşma salonunda yapılan duruşmaya, başka bir dosya kapsamında tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu SEGBİS yöntemiyle değil, bizzat katıldı. Duruşmada CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve çok sayıda partili de izleyici olarak yer aldı.
Mahkeme heyeti, savunma için İmamoğlu’na söz verdi. Duruşma, İmamoğlu’nun ve avukatlarının mütalaaya ilişkin beyanlarını sunmalarıyla devam edecek. Kararın, ilerleyen celselerde açıklanması bekleniyor.
İddianamede ayrıca, İmamoğlu’nun 27 Ocak’ta düzenlediği bir basın toplantısında, mahkemelerde bilirkişi olarak görev yapan bir kişiyi kamuoyuna tek bilirkişi gibi tanıtarak hedef gösterdiği, bu davranışın “yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs” suçunu oluşturduğu belirtiliyor.
Savcılık, İmamoğlu’nun görevini ve konumunu kullanarak yargı mensupları üzerinde baskı kurmaya çalıştığını öne sürüyor. Bu kapsamda, açıklamaların sadece siyasi söylem değil, “yargı organlarını etkilemeye yönelik sistematik bir girişim” olduğu vurgulanıyor.
Dava, yalnızca yargı boyutuyla değil, Türkiye’de yaklaşan yerel ve genel seçimler öncesinde siyasi atmosferi de ciddi biçimde etkileyecek nitelikte. Mahkemeden çıkacak karar, Ekrem İmamoğlu’nun siyasi kariyeri üzerinde belirleyici olacak.
Gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz.