web analytics

Doğan BEKİN “ERZİNCAN İLİÇ HEYELANINDAN ÇIKARILACAK DERSLER”

Yayınlama: 20.02.2024
A+
A-

Erzincan ili, İliç ilçesi, Çöpler Köyü mevkiinde Anagold Madencilik San. ve Tic. A.Ş. tarafından 2010 yılından beri işletilen altın madeninde 13 Şubat Salı günü saat 14:30’da meydana gelen felaketten büyük bir üzüntü ve kaygı duyduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Bu heyelanda 9 işçimiz ne yazık ki toprak altında kalmıştır.

Erzincan kent merkezi zayıf bir zemine sahip olduğundan dolayı, binaların altından diri fay geçen birinci derecede deprem riski taşıyan illerimizin başında gelmektedir.

Anagold şirketinin % 80 hissesi, merkezi ABD’nin Denver şehrinde bulunan SSR Mining’e, % 20 hissesi ise Çalık Holding’e bağlı Lidya Madencilik’e aittir.

2023 yılının dokuz aylık konsolide verilerine göre SSR’nın bu yıl Türkiye’de silinen vergi borcu 7,2 milyon dolardır. Bu rakam, haberin hazırlandığı dönemin kur değeriyle yaklaşık 209 milyon liraya denk gelmektedir.

SSR Mining’in 2023 yılına ait üçüncü çeyrek finansal raporuna göre, Türkiye’de önceki dönemlerden kalan 8,6 milyon dolarlık vergi borcu bulunuyordu. Şirket, 12 Mart 2023’te yürürlüğe giren yasa uyarınca yaptığı vergi affı anlaşması uyarınca 7,2 milyon ABD doları tutarında vergi, faiz ve cezayı sıfırladığını, 8,6 milyon yerine 1,4 milyon dolar nakit ödeme yaptığını beyan etti.

SSR Mining’in finansal tablolarına baktığımızda yarattığı çevresel risklerden dolayı davalık olan Çöpler Madeni işletmesinin şirket için oldukça karlı olduğunu görmekteyiz.

Buna göre, Çöpler Maden’inden yılın dokuz ayında 322,8 milyon dolar gelir elde eden şirketin karı da 46,5 milyon dolar olmuştur. Şirket, bu madenden 2020’den bu yana ise yaklaşık 1,5 milyar dolar gelir ve 334,6 milyon dolar kar elde etmiştir. Sonuç olarak baktığımızda firma 100 milyon dolar harcamayla 4 milyar dolar kazanıyor.

Konunun gündeme gelmesinin ardından şirket tarafından yapılan açıklamada, 12 Mart 2023’te yürürlüğe giren yasa uyarınca vergi affından yararlanıldığı ileri sürülmüştür. Erzincan İliç’teki felaketin yaşandığı Anagold şirketine ait altın madeni sahasının; İkinci kapasite artışı için dönemin

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un Bakanlığı zamanında ÇED Olumlu Kararı verilmiştir. Verilen belgede 7 Ekim 2021 tarihi ve Bakan Murat Kurum Bakanlığı döneminde Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürü Mehrali Ecer’in imzası yer almaktadır.

21 Haziran 2022 tarihinde meydana gelen siyanür borusunun patlaması sonucu tonlarca siyanürlü çözeltinin toprağa, suya ve havaya karışmasına istinaden birçok kurum ve kuruluş Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sorumlular hakkında başvurarak suç duyurusunda bulunulmuştur.  Ancak hiçbir bir sonuç alınamamış, faciaya adım adım davetiye çıkartılmıştır.

Çöpler Kompleks Madeni 2. Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi Projesi Sahasının felaket riski taşımakta olduğu, deprem riski, su kaynakları ve nehirlerin korunması bakımından bilimsel gerçeklere aykırı olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca ÇED Olumlu kararı verildiği, Proje sahasının Türkiye’nin en büyük su toplama havzasına sahip Fırat Nehri’ne sadece 350 metre uzaklıkta, Munzur dağları ekosistemi içerisinde bulunduğu, kirliliğin tüm ekosisteme ağır hasarlar vereceği; hava, su, toprağın ağır metaller ve kimyasallarca yavaş yavaş zehirleneceği tehlikesi olmasına rağmen ÇED raporu olumlu olarak düzenlenmiştir.

Olumlu ÇED raporunu düzenleyen danışmanlık firmasının Yönetim Kurulu üyesinin 5 Şubat 2024 tarihinde, İliç’te altın araması yapan, maden firması Anagold Madencilik AŞ’nin yönetim kurulu üyeliğine söz konusu rapordan sonra atandığı iddia edilmektedir.

Maden şirketi ve ÇED raporunu hazırlayan şirketle ilgili yıllardır pek çok iddia ortaya atılmış ama bu iddiaları bakanlık gerektiği şekilde incelememiş, gerekli denetimlerin yapılmadığı, yapılan tüm suç duyurularının ise takipsizlikle sonuçlandığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu facia bir kaza değil, göz göre göre insanların ölüme gönderilmesidir.

Siyanürle yapılan altın aramanın çevreye zarar verdiği ve bunun TCK’da ‘çevreyi kasten kirletme’ suçuna vücut verdiği kanaatindeyiz. 1 ton altın elde etmek için 5 milyon ton toprağa siyanür dökülmektedir. Çökme yaşanan alan siyanür liçleme alanıdır. Bu vahşi madenciliktir, bu sömürge madenciliğidir.

AVRUPA’DA AMERİKA’DA SİYANÜR İLE ALTIN ARAMA YASAK. KANADA’DA KANADA DOĞAL BAKIMDAN ÇOK ZENGİN OLMASINA VE NÜFUS YOĞUNLUĞU BİZE GÖRE ÇOK DAHA AZ OLMASINA RAĞMEN BIRAKALIM, SİYANÜR İLE ALTIN ARAMAYI DOĞAYI TAHRİP EDECEK BİR MADEN FAALİYETİ BİLE YASAK

Amerikan menşeli, Avrupa ilişkili bir Kanada firması Türkiye’de Fırat Nehrini zehirleyecek tüm çevre il ve ilçelerdeki soluduğumuz havayı bile İnsanoğlu için çok tehlikeli bir zehir türü olan siyanüre boğacak şekilde vicdansızca Altın arıyor. Siyanürle zehirlenen toprak çamur halinde depolandığı alandan süzülerek yeraltı su kaynaklarımızı buharlaşarak, soluduğumuz havayı ve zehirli asit bulutları oluşturarak çok geniş bir ekosistemi zehirlemektedir.

Altın, gümüş gibi metalik madencilik faaliyetleri, arama, işletme ve faaliyet sonlandırma gibi birçok sürecin her aşamasında;

. Hektarlarca büyüklükte arazi tahribatlarına,

. Yüksek miktarda su tüketmesi nedeniyle su varlıklarımızın üzerindeki baskıya,

. Kullanılan siyanür ve sülfürik asit gibi kimyasallar nedeniyle çevre kirliliğine ve canlı yaşamında ki tehdide,

. Ormanların ve meraların zarar görmesine,

 . Tarımsal üretim üzerinde olumsuz etkilerine

. Biyolojik çeşitliliğin azalmasına neden oluyor.

Altın madeni sahalarının rehabilite edilerek eski haline getirilmesinin mümkün olmadığı ise tüm dünyaca kabul edilmiş bir gerçektir. Ülkemizin geleceğini mahveden bu siyanürle altın arama yöntemine bir an evvel son verilmelidir. Yaşanabilir temiz bir Türkiye bırakmak bizlerin borcu ve görevidir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.