21 Ağustos’ta ortadan kaybolan küçük Narin, 19 gün süren arama çalışmalarının ardından köyün dışındaki bir dere yatağında, çuval içinde, üzeri taş ve çalılıklarla örtülmüş halde cansız bulunmuştu. Tüm Türkiye’nin içini sızlatan bu korkunç olay sonrası başlatılan soruşturma derinleştirilmiş, olayın detayları ve failleri netleşmişti.
Yürütülen yargılama sonunda Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, Narin’in annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran ve amcası Salim Güran’ı, “kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırmıştı.
Cinayete doğrudan katılmadığı ancak olayın üstünü örtmek için cinayetten sonra cesedi gömmekle görevli olduğu tespit edilen Nevzat Bahtiyar ise “suç delillerini gizleme ve yok etme” suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası almıştı.
Sabah gazetesinde yer alan habere göre, mahkûmiyet kararının ardından Enes Güran’ın avukatları, Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulundu. Bu başvurunun ardından dosya yüksek yargının incelemesine açıldı.
Bu gelişmeyle birlikte dosyada yeni bir süreç başlamış oldu. Temyiz sürecinde mahkeme kararının onanması ya da bozulması ihtimali, kamuoyunda yeni tartışmaları da beraberinde getirebilir.
Küçük Narin’in ölümü ülke genelinde büyük yankı uyandırmış, çocuk istismarı ve aile içi şiddet gibi konularda duyarlılığın artmasına neden olmuştu. Yargıtay’dan çıkacak karar, yalnızca bir hukuki sonucu değil, aynı zamanda kamu vicdanını da doğrudan etkileyecek.