web analytics

Türkiye cemaatlerinin Durumu-2. Bölüm

Yayınlama: 01.09.2023
A+
A-

Sayın hocamız Abdurrahman Dilipak’la yapmış olduğumuz röportajın ikinci kısmını paylaşacağız.

Moderatör ; Bünyamin Erdemir

-Evet hocam sizi dinliyoruz.

-Tefrika girmeden bir millete düşman giremez. toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Biz hepimiz Allah’ın Resulüne ve kitaba insanları çağırmamız gerekiyordu. Ama biz onları mesheblere, tarikatlara hatta siyasi partilere, futbol takımlarına bile çağırmaya başladık. Biz müslümancılık yapmaya başladık. Halbuki biz alemlere rahmet olarak gönderilen peygamberin ümmeti olarak yer yüzündeki ve aynı zamanda yaşadığımız zamandaki bütün olaylara şahitlikle emir olunduk. İşte müslümanlar bu anlamda deminde söylediğim gibi hiçbir şeyi görmezden duymazdan gelemezler, bu dünyada yaptığımız ve yapmamız gerekirken yapmadığımız söylediğimiz ve söylememiz gerekirken söylemediğimiz her şeyden hesaba çekileceğiz. Sonuçta biz hakkın ve halkın gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi, olacağız. İnşallah…

Moderatör; Bünyamin Erdemir

-Peki hocam akabinde şunu söyleyebilir miyim? Tek bir ümmetten bu kadar bir çok cemaatin çıkması bu kadar bir hizbin çıkması daha sonrada bunların birbirlerine düşmanmış gibi gerek ilmi olarak gerek fiziki olarak, yakın tarihte biliyorsunuz. Suriye’de olanları meshep savaşları sebebiyle… Peki bizi bu tahassupculuğa iten şey nedir? Sonuçta Lailaheilah’ta anlaşıyoruz. Muhammedenresulullah’ta anlaşıyoruz.

-Anlaşıyoruz, diyoruz da aslında kitapta ne diyor pekte farkında değiliz. Din ve devlet büyüklerimizi ilah ve rab ediniyoruz. Yani Allah’ın dini bize yetmiyor. Dini tercihlerimizin dışında ideolojik, politik, etnik, felsefi vicdani ve çıkara dayalı kanaat farklılıklarımız var. Ve bunlar söz konusu olduğunda din ikinci planda çünkü herkes bu gerçeklerine göre bir din yorumuna sahip, yani saf bir din yorumu yok.

-Peki bu tahasupculuk neden? Hocam….

-Cahillikten ve tamamen menfaat pereslikten kendi çıkarlarına uygun bir din üretti insanlar, onun için kuranı-kerim bize diyor ki. Ey iman edenler iman ediniz. Yani Kürt’te müslüman Türk’te müslüman peki ne oluyor arada bu kavga niye yada işte bu Arap dünyasındaki bırakın Arapların diğerlerinle dost olmasını.. Arap ülkeleri kendi aralarında ne kadar dost, biz okuyarak düşünerek dine girmedik. Din bize meshep de dahil atalarımızdan miras kaldı. Ve onları da kendi bildiğimiz kadarıyla uygulayıp kendimize göre bir yorum geliştiriyoruz. Yani Allah’ın dinine şahitlik etmiyoruz.

Moderatör; Bünyamin Erdemir

-Evet teşekkür ediyorum hocam aydınlatıcı oldu. 3. Sorumuza geçelim. İslami referansları olan bir iktidar öncesi baskıların olduğu dönemde çalışmalar daha bereketli miydi sizce şimdiye kadar ne değişti. Veya somut elde edilenler nelerdir?

Zorluklara rağmen elinizde ekonomik imkanlar çok darken, malınıza canınıza kast edilirken, tehdit altındayken, baskı altındayken başınızı örtünüz diye okula gidemediğiniz zamanda müslümanca davranmak o bir kahramanlık öbür taraftan her şey size sunulduğu halde namazınızı bile kılmıyorsanız. Buda büyük bir risk tabi… Onun için Cenabı Allah kitabında ”Sizi mallarınızla canlarınızla sevdiklerinizle kimi zaman arttırarak kimi zaman eksilterek imtihan edeceğim.” Diyor. Onun için gerçekten iman edenlerle etmeyenleri ayırt etmek için… Yoksulken baskı altındayken iman ediyor gibi gözüküp acaba servet ve makam sahibi olunca nasıl davranıyor. İnsanlar… İşte onun için Allah bizi farkı şartlarda imtihan ediyor. Ve kalbinde hastalık olanlarda bu süreç içinde dökülüyor. Bu anlamda bizim imanımızı vahiyle sürekli konturöl etmemiz gerekiyor. Aksi halde farkında olmadan zemin ayağımızın altından kayabilir. Daha önce radikal islamcı gibi gözüken birinin bu gün çok farklı vadilere savrulduklarını görüyoruz.

-Peki sizce bunun nedeni ne olabilir?

– Aşağılık kompleksi ve dünya malına tamah ”Tilki üzüme ulaşamayınca koruk dermiş.” Kendisi o imkanlara sahip olamayınca o imkanları haksız şekilde elde edenlere karşı öfkeli tepkiler veriyor. Kendinde fırsatını bulunca onların yaptığı gibi yapıyor. Bir takım kişilerin hani sosyal medyaya düşüyor bakıyorsunuz. Doğum günü partilerinde helal şampanyalar patlatmaya başlıyorlar. Onların geldiği yere baksanız. Dedesi ninesi muhtemelen sakallı baş örtülü çok dindar kişilerdir. Ama birileri o imkanı bulduğunda bu eskiden de böyleydi bu günde böyle yarın da böyle olacak. Bu sosyal statüdeki değişkenlik değişiklik. Onların gerçek kimliklerinin dışa vurması için bir vesile oluyor.

Modaratör; Bünyamin Erdemir

-Çok teşekkür ediyorum hocam 4. sorumuza geçelim. Kanaat önderliğinin lüks ve şatafat konusunda cemaat üyelerinin telkinlerde bulunması, ama tezat bir şekilde kendilerinin uymaması sizce ciddi bir sorun değil midir?

-Çok ciddi hatta tutarsızlık ”Ele veriri talkını kendi yutar salkımı” hesabı herkese tevazudan söz edeceksiniz. Siz kibirli olacaksınız. Herkese fakir bir hayat yaşamak zengin bile olsa fakir bir hayat yaşamayı öğütleyeceksiniz. Siz son model pahalı lüks otomobillerde oturacaksınız. Seyahat edeceksiniz, bunlar tabi çok tutarlı şeyler değil. İki yüzlü davranışlar ve bunlar için Allah’ın kitabı var. Baktığınızda çok sert uyarıları olduğunu görürsünüz. Maalesef herkes kendine göre bir yol tutmuş gidiyor. Özü ile sözünün bir olması lazım insanların sözde mi özde mi diyorlar ya kuranı-kerime bakarsan çok güzel şeyler söylüyorlar ama içlerine bakarsan ondan hiç bir iz bulamayabilirsin. ”Giydirilmiş odun gibi kalıplarına bakarsan, imrenilecek sözlerine bakarsan, çok akıllıca söylenmiş, sözler gibi gözüküyor.” Ama o halbuki sizi yanına almak için duymak istediğiniz şeyleri size söylüyor. hani iman edenlerin yanlarına gelince biz sizdeniz derler, biz ıslah edicileriz, derler ama şeytanlarının dostlarının yanarına gidince biz onlarla alay edicileriz, derler. Yani o biz ıslah edicileriz sözü aslında kendi günahlarını gizlemek için uydurulmuş bir yalan…

-Bu kadar açık yapmaları tevitsiz tavizsiz yapmaları insanlara göstererek. Yani kürsüde fakirler 500 yıl önce cennete gidecek derken, kapının önünde son model bir araca binmek. Ne kadar samimi olabilir? Hocam…

-Bunun kırk çeşit söylemi var. Bir tane örnek değil. Sözünüz le özünüz hatta söylediğinizle kendi yaptığınız arasında bir fark varsa bu tutarsızlıkların insanlar tarından anlaşılması gerek. yoksa istismar edilmeye devam ederler. Bu her anlamda bu böyle başkasına söylediğinizle sizin yaptığınız arasında bir fark varsa, ayet öyle demiyor. Başkalarına öğütleyip durduğunuz şeyleri siz kendiniz niçin yapmazsınız. Bu anlamda tek tip örnekler değil hayatın bir çok alanında siyasetçiler bilmiyorlar mı Türkiye’deki gerçek enflasyonu söyledikleri açıkladıkları rakam ne yani bunlar maalesef ekonomik, sosyal, siyasal hayatımızın her alanında çok sıkça gördüğümüz, tutarsızlıklardır. Bu çifte standartlı insanlara duymak istedikleri şeyleri söyleyip gerçeği kendine saklayanların sebep olduğu bir fitnedir. Gazetecilerde de politikacılarda da bunu tabi dini kanaat önderleri tarafından da aynı şekilde kullanılıyor olması bir çok ilahiyatçıda da görebiliyoruz bunu her kesimde her çevrede Adnan Oktar hoca dedikleri bu şekilde insanları kandırmadı mı? İşte Fetullah Gülen olayını bilmiyor muyuz. Kalkancı olayını unuttuk mu? Bu işer böyledir.

-Teşekkür ederim hocam.. Peki bu cemaatlerin ticarete girmeleri bu anlamda ciddi kurumlarının olması siz doğru bakıyor musunuz?

-Şimdi bakın bunların tarih içinde de vakıfların işletmeleri olabiliyor, bu normal bir şey cemaat adına bir şey yapıyorsanız. Bunun yönetiminin belli bir belli kişide olması değil. O cemaatte buna ehil olan kişiler tarafından idare edilmesi gerekir. Yani cemaat işletmeleri olmaz değil. Ama bunun mülkiyeti bir, ikincisi gelirinin nasıl elde edileceği ve nereye harcanacağı konusu birde niye bu cemaat ekonomik iktisadi faaliyetleri omuzuna alıyor ki kendi imkanları ile bu işi en iyi şekilde yapan kendilerine yakın birine ortak olurlar eğer Afrika’da farzı garip bir bakliyat götüreceklerse bir bakliyat şirketine ortak olurlar. Yani yüzde 20’yide geçmez o mesela Japonya’da böyle bir usul var. Orası zaten bunu ticari olarak yapıyor. Size de yakın birisi ticari fiyattan değil. Kendine teknik maliyeti neyse o maliyetten size bu ürünü verebilir.

Yani bunlar olmaz değil ama oluş şekli bana kalırsa bu gün bu konular dürüst bir şekilde yürütülmüyor. Şeffaf bir şekilde yürütülmüyor ve tartışma konusu oluyor.

Moderatör; Bünyamin Erdemir

-Evet Hocam gençler gittikçe İstanbul’dan uzaklaşmaları değişik inanç ve fikirleri ideolojik olarak seçmelerinin sebebi sizce cemaatler olabilir mi?

-Yani herkesin benimde medyanın da etkisi var. Siyasetinde eğitim kurumlarının da herkesin etkisi var. Cemaatlerin anlattıkları din dini bilgileri de yetersiz olan bir takım çevrelerde ani reflekslere bir takım sorular sorulmasına ve bu sorulara da net cevaplar verilmeyince tehlikeli yorumlara kapı aralıyor. Bu gün Türkiye’deki durum bu yani şöyle ifade edebiliriz. Allah’ın dini yeri, göğü, ölümü ve hayatı açıklar. Bizim yaşadığımız din karı ile koca arasındaki itilafı bile çözmüyor. Onun için ”Ya hu ellezine amenu amenu” Ey iman edenler iman ediniz.” Din ve devlet büyüklerini yada hiç kimseyi Allah’tan başka hiç kimseyi ilah ve rab edinmemek gerekiyor. Bu hassasiyeti yeniden bizim ihya etmemiz gerekiyor. Ama herkes maalesef ilah ve rab edinmek. Ne demek diye sorabilirler. Bunu peygamber efendimize Hatim İbni Adi sormuştu. Yeni müslüman olduğunda ”Ya Resulullah büyüklerimizi ilah ve rab edinmezdik.” Dedi. Peygamber efendimizde

Devamı Youtube Kanalımızda

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.