Özellikle İran’daki nükleer tesislere gerçekleştirilen bombardımanın ardından Trump’ın “Rejim değişikliği neden olmasın?” çıkışı, uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Trump, son dönemlerde yeniden aktif şekilde kullandığı sosyal medya platformu Truth Social’da yaptığı paylaşımlarla hem kendi siyasi ajandasını hem de Amerikan dış politikasına dair olası dönüşümleri işaret etti. İran’ın mevcut yönetiminin ülkeyi geri bıraktığını savunan Trump, açık bir şekilde rejim değişikliği fikrine sıcak baktığını duyurdu. Üstelik bu açıklamaları, İran’ın nükleer altyapısına düzenlenen sert saldırıların hemen ardından gelmesi dikkatleri daha da artırdı.
Trump paylaşımında, “Rejim Değişikliği terimini kullanmak politik olarak doğru değil, ancak mevcut İran Rejimi İran’ı tekrar büyük yapmıyorsa neden bir rejim değişikliği olmasın?” ifadelerine yer verdi. Ardından ise kendi deyimiyle yeni bir kampanya sloganını duyurdu: MIGA – Make Iran Great Again (İran’ı Yeniden Harika Yap). Bu ifade, onun başkanlık döneminde sıkça kullandığı “MAGA – Make America Great Again” sloganının İran versiyonu olarak yorumlandı.
Trump’ın bu sözleri, İran’daki muhalif çevrelerde yankı bulurken, Tahran yönetimi cephesinden ise henüz resmi bir yanıt gelmiş değil. Ancak diplomatik çevreler, bu çıkışın sadece retorikten ibaret olmadığını, ABD’nin bölgedeki askeri faaliyetleriyle desteklendiğini belirtiyor.
Trump’ın açıklamaları sadece sözle sınırlı kalmadı. ABD ordusunun İran’ın çeşitli bölgelerindeki nükleer tesisleri hedef alan hava saldırısı, “nokta atışı” olarak tanımlandı. Trump, bu operasyonlara dair yaptığı değerlendirmede, “Vuruşlar sert ve isabetliydi. Ordumuz büyük bir beceri gösterdi.” ifadelerine yer verdi.
Özellikle B-2 tipi hayalet bombardıman uçakları tarafından gerçekleştirilen saldırının ardından, İran’daki stratejik öneme sahip bazı nükleer altyapıların ciddi şekilde zarar gördüğü öne sürüldü. Trump, bombardıman görevini gerçekleştiren ABD’li pilotlara da sosyal medya hesabından teşekkür etti: “İyi bir iş çıkardığınız için teşekkürler.”
En dikkat çeken açıklamalardan biri ise saldırının sonuçlarına ilişkin detaylı bir değerlendirme oldu. Trump, “İran’daki tüm nükleer tesislerde uydu görüntülerinin de gösterdiği üzere büyük çaplı bir tahribat yapıldı. ‘Yok edilme’ ifadesi tam anlamıyla yerinde!” dedi. Uydu görüntülerinde yer alan detaylara atıfta bulunan Trump, bazı tesislerin yerin metrelerce altında bulunduğunu, ancak bu derin yapılarında ciddi hasar aldığını belirtti. Özellikle “beyaz yapı” olarak nitelendirdiği bölgenin, yer seviyesinin oldukça altında inşa edildiğini ve “tamamen alevden korunmuş gibi görünmesine rağmen içten içe çöktüğünü” söyledi.
Trump’ın İran çıkışı ve ABD’nin askeri operasyonları, bölgedeki dengeleri yeniden şekillendirebilir. Analistler, bu hamlelerin, özellikle İsrail-İran geriliminin tırmandığı bir dönemde gelmesinin tesadüf olmadığını vurguluyor. İran’ın vereceği olası karşılık, yalnızca ABD ile ilişkileri değil, Körfez’deki tüm dengeleri etkileyebilir.
Trump’ın yeniden başkanlığa aday olmayı planladığı bir dönemde, dış politika çıkışlarıyla tabanını konsolide etmeye çalıştığı ve “güçlü lider” imajını yeniden inşa ettiği konuşuluyor. Ancak bu çıkışların bölgesel çatışmaları tetikleme riski de göz ardı edilmiyor.
Donald Trump’ın “MIGA” söylemiyle başlayan İran çıkışı, sadece bir sosyal medya paylaşımı değil, ABD’nin dış politikasında yeni ve sert bir dönemin işareti olabilir. İran cephesinden gelecek olası tepkiler ise tüm dünyanın gözlerini yeniden Ortadoğu’ya çevirmesine neden olacak gibi görünüyor.