Netanyahu hükümeti, ateşkesin sağlanması için gereken tüm ön koşulları onayladı. Bu süreçte Mısır ve Katar gibi bölgesel aktörlerle birlikte Hamas’la da doğrudan olmayan görüşmeler yürütülecek,” ifadelerini kullandı.
Bu açıklamanın ardından İsrail basını, iki liderin 7 Temmuz’daki görüşmesinde kamuoyuna “şartlı ateşkes ve insani çözüm planı” açıklayacağı bilgisini servis etti.
Filistinli kaynaklara göre, Hamas yetkilileri, arabulucular üzerinden iletilen yeni teklif paketini “ciddi ve tartışmaya açık” olarak değerlendiriyor. İsrail basınında yer alan iddialara göre, Hamas yönetimi, özellikle esir takası ve sınır geçişlerindeki insani yardım denetimi konusunda daha fazla esneklik sağlanması durumunda ateşkes önerisine olumlu yanıt verecek.
Özellikle Mısır ve Katar’ın sürece aktif arabulucu olarak dahil olması, anlaşmanın sağlanması yönündeki umutları artırdı. Katar’ın, Hamas üzerindeki etkisini kullanarak, öneriyi kabul etmeleri yönünde baskı yaptığı; Mısır’ın ise sınır geçişlerinde lojistik kolaylıklar ve uluslararası denetim önerdiği belirtiliyor.
Diplomatik kulislerde konuşulanlara göre, üzerinde mutabakat sağlanan 60 günlük geçici ateşkes planı, şu unsurları içeriyor:
Bu plan, İsrail tarafınca da temkinli bir iyimserlikle karşılanıyor. İsrailli yetkililer, özellikle esir takası ve Gazze’ye silah girişinin önlenmesi konularında net ve yazılı güvence istediklerini belirtiyor.
Trump’ın bu sürece doğrudan liderlik etmesi, bazı uzmanlar tarafından 2024 seçimlerinde kaybettiği seçmen güvenini yeniden kazanma çabası olarak değerlendiriliyor. Ortadoğu’da “tarihi barış arabuluculuğu” iddiasını yeniden canlandırmaya çalışan Trump, daha önce de Abraham Anlaşmaları sürecinde benzer bir profil çizmişti.
Uzmanlar, Trump’ın seçimlere doğru Gazze krizinde rol almasının hem Amerikan kamuoyuna hem de İsrail lobisine yönelik stratejik bir hamle olduğunu belirtiyor.
Hamas’ın resmi cevabı henüz gelmiş değil ancak kaynaklar, örgütün öneriyi “reddetmek yerine değiştirmeye çalıştığını” aktarıyor. Bu süreçte İran, Lübnan ve Suriye’deki Şii milis grupların tepkisi de yakından izleniyor. Olası ateşkesin, sadece Gazze değil, genel olarak İsrail’in sınır güvenliği üzerindeki etkisi de hesaplanıyor.
7 Temmuz’da yapılacak görüşme ve ardından beklenen ortak açıklama, sadece Filistin-İsrail hattı değil, uluslararası kamuoyu açısından da kritik bir dönemeç olarak görülüyor.