Bugüne kadar çoğunlukla Devletin kaynaklarını bir kesim sermaye sahipleri bankalar ve bilançolar üzerinden iç ederek,
her krizin faturasını da garip gurebaya ödeterek zenginleşmeyi bir başarı gibi yansıtmış ve bu modele itiraz edenleri de sermaye düşmanı olarak göstermiştir.
👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇
Dünyada değişen ve dönüşen iktisadi olguyu anlamadan ve bu süreçte kendini güncelleyemeyen sermaye yapıları geleceğin dünyasında yer bulamayacaklardır.
Bugüne kadar çoğunlukla Devletin kaynaklarını bir kesim sermaye sahipleri bankalar ve bilançolar üzerinden iç ederek, her krizin faturasını da garip gurebaya ödeterek zenginleşmeyi bir başarı gibi yansıtmış ve bu modele itiraz edenleri de sermaye düşmanı olarak göstermiştir.
📌📌📌İşte bizim tam olarak sorunumuz budur.
Bir takım iktisatçılar sermayeyi koşulsuzca överken krizlerin maliyetini ödemede ilk olarak halkı işaret etmekten geri durmamakta ve sistemin kendisini eleştirmekten özellikle kaçmaktadır.
Biz şunu söylüyoruz; sermaye bir ülkenin en stratejik edinimlerindendir.
Ve sermaye elbette lazımdır. Ancak sermayenin yapısı ve niteliği de bir o kadar hayati önemdedir.
Dünyanın geldiği noktada dijitalleşme ve insansız sistemlerin ekonomiyi de içine alacak şekilde kurgulanması karşısında yeni bir sermaye yapısını konuşmak zorundayız.
Savunma sanayimizde ve yüksek teknolojik yatırımlarda olduğu gibi kaynakların büyük kısmı yeni zamana uygun üretimi ve yenilenen geliştirilen teknolojiyi desteklemeli,
beraberinde
hala sırtını devlete ve eski model üretim ve ticaret biçimine yaslayıp paradan para kazanma, bilançolarında üretim dışı faaliyet gelirlerinin yüksek olduğu, aldıkları kaynakları ile alma gerekçelerinin dışında kullanarak zenginleşen sermaye kendini reorganize etmelidir çünkü bu model kaybedecek
Tarımda, teknolojide, bilimde, ihracatta topyekun Anadolu İktisadi Devrimi başlatılmalıdır. Gelinen noktada kendini güncellemeyen sermaye yapıları ne ülkeye ne de kendilerine fayda sağlamayacaktır.
Taşın altına ellerini koymalarını bekliyoruz. Ve yükü sadece halka değil tüm ekonomik birimlere dağıtacak iradeyi görmeyi arzu ediyoruz. Ortada bir maliyet var ise bu maliyetin paydaşlarından birinin de üretemeden zenginleşen kesimler olduğunu biliyoruz. Bu noktada ülkemizin kalkınmasında en önemli faktör olan sermaye gücünün tıpkı savunma sanayinde olduğu gibi bizi yukarı itecek enerjiyi üretmesini temenni ediyoruz.
Çıkışımızı sermaye karşıtı gibi lanse etmeye çalışan bazı çevrelerin kısır ve öğretilmiş söylemlerinin gelecek projeksiyonunda hükmünün olmadığını söylemek zorundayız.”