web analytics

Kitlelerin Tahakkümü

Yayınlama: 16.12.2023
A+
A-

George Orwell, 1984 cümlesi ile başlayalım, (War is peace; Freedom is slavery; Ignorance is strength/ Savaş barıştır. Özgürlük köleliktir. Cehalet güçtür.) Paradoksal gerçeklik şu ki yaşadıkları toplumlarındaki bireylerin bariz sorunların bilinçli olarak farkına varmalarını engellemeye yönelik partinin çıkarları (ülke) adına devreye sokulan bu zihniyet, halkın sorunlarının sorumlusunun iktidardan başkası olmasını sağlamakta böylelikle onların yönetilmesini kolaylaştırmasına araçsallık eden ideolojik illüzyon cümleleridir bunlar.

Panoptikon, ilginç bir buluş olarak İngiliz felsefeci olan İngiliz filozof ve toplum kuramcısı Jeremy Bentham’ın 1785 yılında tasarlamış olduğu hapishane modelidir. Bu zat insanların kendi faydaları için çabalayan canlılar olarak gören meşhur ateisttir. Tasarlanan bu yapı Panoptikon adıyla anılır. Panoptikon kelimesi ‘’pan’’ ve ‘’opticon’’ sözcüklerinden türetilmiştir. “Pan” kelimesi bütün anlamına gelirken, “opticon” kelimesi ise gözlemlemek anlamına gelmektedir. Bu nedenle yapı yerine getireceği göreve uygun olarak ‘’Bütünü Gözetlemek’, “denetim yapısı”, anlamına gelen Panoptikon adını alır. Mutlak denetim ve gözetim, küresel hapishaneye dönüşen dünyada insanlığın meşum terimi haline geldi. Bu bir distopya durumu. Ütopyanın zıddı olan. Ütopya en mükemmelin yaşandığı fantastik bir yaşam alanı. Distopyalar ise karanlık bir yaşam döngüsünü ifade eder. Bu bağlamda, Althusser, ‘’İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları’’ adlı eserinde, ilk başta, Foucault ile benzer görüşleri ileri sürerek, İktidarın toplumu öznelerden yani bireylerden ibaret gördüğünü ve tehdit olarak algıladığını anlatır. Ancak onun bu konuya eklediği başka bir yön vardır. Althusser, iktidarın görünmez olduğu fikrine katılmakla birlikte, eklediği şey iktidarın kendini görünür kılabilmek adına çeşitli elemanlar kullandığıdır. İktidar tek başına görünmez olduğu durumda yönetme hakkı olan topluma, yeterli şekilde fikirlerini empoze etmesinin sürekliliğini sağlayamaz. Bu nedenle iktidar kendini zaman zaman ideolojik aygıtları ile görünür hale getirir. Buna iradelerin iktidarın iradesine rıza göstermesini sağlayacak aygıtlarla yapar. İdeolojik aygıtlar, propaganda, ve devlet erkinin uygulamaları ile kitleleri hipnotize ederek sürüleştirir. Devletin ideolojik aygıtları arasında; Dinsel, partiler, eğitim, devlet yörüngesindeki sivil yapılar ile medya, hukuki ve kültürel, sanatsal faaliyetler bulunmaktadır. İdeolojik aygıt olarak adlandırılan elemanların temel görevi iktidarı görünür kılma yani, dünyada eylemle somut bir etki doğurmasıdır yukarıdaki öngörünün ışığında aslında özellikle Foucault tarafından üstüne basılarak anlatılan ‘’İktidarın Gözü’’ denilen ‘’göz’’ göstergesinde konunun yapı sökümüne yarar bir argümandır. “Dev göz” göstergesinin bir “kontrol eden”, “gözetleyici”, “iktidar olan gücün organı olan eleman” işte bu panoptikondur. Faşist devletlerin işleridir bunlar.
Bilinen modern iktidar devlet, bürokrasi, piyasa üçgeninde tanımlanan odaklanmış bir etkiyken, artık bu üçlünün yapısal olarak değişim ve dönüşmesine şahit olunuyor. Geleneksel süreçten farklı olarak, toplumsal ilişki biçimlerine girerek iktidarı yaygın ve dağıtık bir olguya dönüştürmeye başlıyor. Eski iktidarı temsil eden unsurlar, yeni iktidar örneklerinin özellikle halk yığınlarının konvansiyonel iktidarın gücünü parçalamasına şahit oluyoruz. Kitlelerin bilinçlenmesi, veya bilgeliği kolektif şuur ve farkındalık (bilinçli farkındalık) kolektif bireylerin bu hapishane duvarlarını yıkması anlamına geliyor. “Hemen Hemen tüm dispotik anlatılarda bir tiran ya da monark tarafından yönetilen otoriter, totaliter, diktotaryal yapılar söz konusudur”. Mülkiyet yok. Yapacak iş de yok. İşlerin çoğunu Humanoidler ve Avatarlar yapacak. .. her durumda çalışabilecek Xenobotlar kendi kendini üreten biyonik robotlar herşeyi yapacaklar. (Abdurrahman Dilipak, Yarının Dünyası, Bal Kabında Zehir) Dolayısı ile üretim ilişkileri, tarzı ve buna bağlı tüm ekonomik ve sosyal yapılar, alt üst yapılar dağılacak.
Yenidünya düzeninin yeni kavramlar üzerinden kutuplaşmış ideolojik ve siyasi pozisyonlar üretilerek yeni tahakküm araçları icat edilerek kitlelerin iktidarına engel olunmaya çalışılıyor.
Yeni iktidar, insanların giderek büyüyen vasıflarına, bilinç düzeylerine, sanal gerçekliğin, sanal uzamın olanakları ile küresel bir kitle oluşturarak kendilerine sunulanın razı olmama, oy verme, vergi verme gibi arkaik vatandaşlık yükümlülüklerinden farklı olarak kendi kaderlerini tayinde güç devşiriyorlar, bireyler ve akranlar arasında kurulan büyük potansiyele sahip iletişim ve etkileşim ağları ile iktidara meydan okunuyor. Fiziksel devlet sınırların önemsizleştiği, dünya vatandaşlığının oluşacağı bir düzene insanlık ilerliyor.
Yeni iktidar değerlerinde, merkeziyetsizlik, gayrı resmilik, kendi kendini örgütleme ve yönetme, yapay zeka ve yapay akıllı insansılarla ilişkiler, ağ tipi örgütlenme, açık kaynak iş ve işteşlik birlikleri, kitle bilgeliği ve bilinci, paylaşımı, radikal bir şeffaflık, kendin üret ve tüket kültürü dünyanın aritmetik mantıkla düşünen ve şartlanmış zihinlerini zorluyor. Bu parabolik bir değişim süreci yeni bir dünya düzenini kurgularken Yeni iktidar modeli, eski ve yeni iktidar değerlerinin farklı kombinasyonları üzerinden sürekli olarak bir diyalektik uçuruma sürükleniyor.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.