Katz’ın sözleri, İran’ın dini liderinin İsrail için doğrudan bir hedef olduğunu açıkça ortaya koydu. İsrailli yetkili, çatışmaların yoğun olduğu dönemde Hamaney’in konumunun tespit edildiğini ancak harekete geçmek için gereken operasyonel koşulların sağlanamadığını ifade etti.
İsrail Savunma Bakanı, saldırılar sonrası Hamaney’in yer değiştirdiğini ve Devrim Muhafızları komutanlarıyla iletişimini ciddi şekilde azalttığını iddia etti. “Çok derinlere indi, güvenlik önlemlerini en üst seviyeye çıkardı” diyen Katz, bu durumun İsrail’in istihbarat ve operasyon kabiliyetlerini sınırladığını belirtti.
12 gün süren ve ABD’nin diplomatik girişimleriyle varılan ateşkes anlaşmasıyla sona eren çatışmalar sırasında, İsrail tarafından İran’ın birçok üst düzey askeri yetkilisi hedef alındı. Özellikle Devrim Muhafızları Kudüs Gücü’nün kilit isimlerinin suikastlerle etkisiz hale getirildiği iddiaları, bölgede gerilimi tırmandırmıştı.
İsrail’in bu açıklamaları, yalnızca İran ile değil, küresel diplomasiyle de yeni bir gerilim hattı oluşturabilecek nitelikte. Katz’ın sözleri, İsrail’in İran’a yönelik istihbarat ve askeri planlamalarının ne kadar derin ve cüretkar bir düzeyde olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Bu tür açıklamaların İran tarafından nasıl karşılık bulacağı ve bölgedeki siyasi dengelere etkisi ise önümüzdeki günlerde netlik kazanacak.