web analytics

İsrail – Hizbullah savaşı

Yayınlama: 21.02.2024
A+
A-

Gazze’de 7 Ekim’den bu yana katliamlar devam ederken, Lübnan Hizbullah’ı ile İsrail arasında da karşılıklı saldırılar düzenleniyor. Peki, iki aktör arasındaki olası savaş yaklaşıyor mu? Yeni bir çatışma çıkarsa ne olur? Haberimizde derledik.

7 Ekim’de Gazze’ye karadan, havadan ve denizden saldırılar başlatan İsrail, özellikle kuzey sınırlarında patlat verebilecek bir savaşı her zaman göz önünde bulundurdu.

Lübnan Hizbullah’ı ile Suriye’nin içerisindeki İran destekli grupların saldırıları ilk günden itibaren başladı.

Esasen aktörler arasında yıllar içerisinde oluşan angajman kuralları, saldırıları ve cevaplarını öngörülebilir kılıyordu. Buna rağmen İsrail siyasi elitleri “Kuzeydeki düşmanı elimine etmeye hazır olduklarını” defaatle dile getirdi.

Öte yandan Hizbullah’ın İsrail’e saldırıları ve işgalci Yahudi yerleşimcilerin evlerinden tahliye edilmesi, Tel Aviv için en büyük sorunlardan biri. Son zamanlarda Hizbullah’ın nicelik ve niteliksel saldırılarındaki artış, İsrail ordusunu hareketlendirmişe benziyor.

İsrail’in The Jerusalem Post gazetesine göre, İsrail Ordusu Kuzey Komutanlığı Komutanı Tümgeneral Uri Gordin, “Moralleri yükseltmek ve Hizbullah’a ve gerekirse Suriye’ye karşı daha ileri faaliyetleri koordine etmek” için kuzeydeki yerleşimcilerin yerel savunma gruplarıyla bir araya geldi.

Gazete, Gordin’in, hem son güvenlik endişelerini dinlemek hem de grupları güçlendirmek için savunma süreçlerini bizzat hızlandırmak amacıyla kuzey sınırına yayılmış farklı gruplarla bir dizi toplantı gerçekleştirdiğini söyledi.

The Jerusalem Post, İsrailli komutanın toplantıdaki şu sözlerine yer verdi:

“Eğer Kuzey’de saldırıya geçmemiz gerekirse, bu korkunç bir güçle olacaktır. Hem boşaltılan hem de boşaltılmayan kasabalarınızın yerel savunma gruplarınız tarafından savunulması, daha geniş savunma konseptimizin bir parçasıdır. Sizler sadece bölge sakinleri değilsiniz; Kuzeydeki savunma hattının ve büyük savunma aygıtımızın ayrılmaz bir parçasısınız.”

Diğer taraftan İsrail’in Lübnan’da düzenlediği saldırılarda bugüne kadar çok sayıda Hizbullah komutanı öldürüldü.

Geçtiğimiz günlerde konuşan Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, Lübnan’da öldürülen kadın ve çocukların da aralarında olduğu sivillerin kanının bedelini mevzileri vurarak değil kan ile alacaklarını söyledi.

Hizbullah’ın İsrail’e karşı koyabilecek düzeyde askeri kabiliyetleri ve kapasitesinin olduğunu savunan Nasrallah, “Direnişin (Hizbullah) Kiryat Şmona’dan Eliat’a kadar mesafe kat edecek özelliğe sahip füze gücü var” dedi.

İki taraftan da çatışmaları körükleyecek açıklamalar yapılıyor. Ancak bu, sahadaki durumu tam olarak yansıtmayabiliyor. Uzmanlar, iki aktörün de Gazze’deki çatışmaları daha geniş alanlara yayma stratejisinin olmadığını belirtiyor.

ABD, bu konuda sık sık İsrail yönetimini uyarırken, Hizbullah’ın karışacağı olası bir savaş İran tarafından benimsenmiyor. Zaten Hizbullah için Gazze’deki savaşa müdahil olma süresinin geçtiğini düşünenler de bir hayli fazla.

Ancak şurası bir gerçek ki, aktörler arasında bir yıpratma savaşı yaşanıyor. Hizbullah’ın amacının, Tel Aviv’in bütün konsantrasyonunu Gazze’ye yoğunlaştırmasını engellemek olarak görülüyor.

Tel Aviv’de ise Hizbullah’a yönelik önleyici ve ağır saldırılar düzenlenmesi konusunda bazı hükümet üyelerince baskının devam ettiği rapor ediliyor.

Öte yandan şu olasılığın da göz ardı edilmemesi gerekiyor. Eğer İsrail Refah’a saldırır ve Hamas’ı Gazze’de yok etme girişimini nihayete erdirmeye yaklaşırsa, bu durum Hizbullah için önemli bir eşik olabilir. Zira, Hizbullah Hamas’tan sonra İsrail’in yoğunlaşacağı aktörün kendisi olacağını iyi biliyor.

Dünden bugüne İsrail-Hizbullah Çatışması

İsrail ile Hizbullah’ı karşı karşıya getiren ve yıllardır süren bir çatışmanın fitilini ateşleyen olay, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Lübnan’a taşınmasıydı.

Bu bilgiler, 1967 Arap-İsrail Savaşı ve sonrasındaki döneme odaklanarak Filistin Kurtuluş Örgütü’ne (FKÖ) yönelik artan baskılar, Lübnan’a yapılan göçler, 1970’teki Ürdün’deki darbe girişimi, ve Lübnan’daki iç savaş gibi önemli olayları içeriyor. Ayrıca, 1978’deki İsrail’in Lübnan’a düzenlediği askeri operasyon ve 1981’deki Batı Beyrut’taki FKÖ karargahının bombalanması gibi İsrail-Lübnan ilişkilerindeki gerginlikleri de vurguluyor.

Bu olaylar, Orta Doğu’daki karmaşık politik ve askeri dinamiklerin bir yansımasıdır ve bölgedeki çatışmaların derin tarihini anlamak için önemli bir bağlam sağlar.

1982’den itibaren yaşanan olayları kapsayan bu bilgiler, Lübnan’daki karmaşık ve çalkantılı döneme odaklanarak İsrail-Hizbullah ilişkilerini ve bölgedeki çatışmaları açıklıyor.

Bu süreçte, 1982’de İsrail’in Lübnan’ı işgali ve FKÖ’ye yönelik baskılar, ardından Hizbullah’ın yükselişi ve 2000’de İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi gibi önemli olaylar yaşanmıştır. Ayrıca, 2006’da İsrail ile Hizbullah arasında yaşanan 34 gün süren savaş da bu dönemin önemli bir parçasıdır.

Bu bilgiler, Lübnan’daki iç savaşın sona ermesinden sonra yaşanan çatışmaların ve İsrail-Hizbullah ilişkilerinin nasıl şekillendiğini ve bölgedeki gerilimlerin nasıl arttığını açıklamaktadır. Bu dönemde yaşanan olaylar, Orta Doğu’daki siyasi ve askeri dinamikleri anlamak için önemlidir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.