İstanbul, kritik bir diplomasi trafiğine sahne oluyor. Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 51. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı, Türkiye’nin ev sahipliğinde başladı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açılış konuşmasında verdiği mesajlar ise sadece diplomasi tarihine değil, bölge siyasetinin gidişatına da yön verecek türden…
İsrail’in Gazze’de başlattığı insanlık dışı saldırılarla yetinmeyip İran’a yönelik operasyonlarını genişletmesi, bölgede yeni bir yangını tetikledi. Bu gergin atmosferde konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin duruşunu net çizgilerle ortaya koydu:
“İsrail, artık sadece Gazze’yi değil, tüm bölgeyi topyekûn bir felakete sürüklüyor. Türkiye, İslam coğrafyasının sesini yükseltecek, adaletin tesisi için kararlı adımlar atacak ve zulmün karşısında dimdik durmaya devam edecektir. Üzerimize düşeni yapmaya hazırız.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da zirve boyunca yoğun temaslarda bulunacak. Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, BM Medeniyetler İttifakı Temsilcisi Miguel Moratinos ve UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini ile yapılacak görüşmeler, zirvenin stratejik boyutunu güçlendiriyor.
Ayrıca Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Syed Asım Münir, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve Pakistan Başbakan Yardımcısı Muhammed İshak Dar ile yapılacak görüşmelerin de bölgesel denge açısından kritik öneme sahip olması bekleniyor.
“Dönüşen Dünyada İslam İşbirliği Teşkilatı” temasıyla düzenlenen toplantıya 40’tan fazla dışişleri bakanı katıldı. Toplam 1000’i aşkın diplomat, gözlemci ve temsilcinin yer aldığı zirve, bugüne dek yapılanlar arasında en yüksek düzeyde katılıma sahne oluyor. Türkiye, daha önce 1976, 1991 ve 2004’te ev sahipliği yaptığı toplantılarla birlikte bu sorumluluğu dördüncü kez üstlenmiş oldu.
Toplantı boyunca İsrail’in Gazze’deki saldırılarının yanı sıra İran’a düzenlediği hava operasyonları da özel oturumlarla masaya yatırılacak. Ayrıca Arap Ligi’nin olağanüstü toplantı hazırlıkları da dikkat çekici.
Görüşmelerde öne çıkan başlıca başlıklar arasında şunlar var:
Bakan Fidan’ın konuşmasında, Türkiye’nin dönem başkanlığı süresince Filistin meselesini en öncelikli gündem maddesi olarak izleyeceği net şekilde ifade edildi. Kudüs’ün statüsü, Gazze’deki yıkımın onarılması ve İsrail’in bölgede izlediği yıkıcı politikaların durdurulması çağrısı, metnin merkezindeydi.
Ayrıca Fidan, KKTC’nin İİT gözlemci üyeliğine vurgu yaparak, Kıbrıs’ta iki halk ve iki devletin varlığına dair uluslararası topluma açık bir mesaj verdi. Batı Trakya Türkleri ve Ege adalarındaki Müslümanların uğradığı hak ihlalleri de özel olarak gündeme taşındı.
Fidan, dünyada yükselen İslamofobiye karşı da sert ifadeler kullandı. Müslüman toplumlara yönelik ayrımcılık ve hoşgörüsüzlüğe karşı İslam ülkelerinin birlikte ses yükseltmesinin artık bir tercih değil, zorunluluk olduğunu vurguladı:
“İslam karşıtlığının normalleştirildiği bu çağda, bizler ancak birlik olursak küresel vicdanı uyandırabiliriz.”
1969’da Kudüs’te Mescid-i Aksa’nın ateşe verilmesinin ardından kurulan İİT, bugün 57 üyesiyle Birleşmiş Milletler’den sonra en büyük uluslararası siyasi yapı konumunda. Türkiye, kurucu üyelerden biri olarak bu tarihi sorumluluğu bir kez daha üstleniyor.
Ve şimdi, bu platform sadece İslam dünyasının sorunlarını tartışan bir zemin değil; aynı zamanda adaletin sesi, mazlumların sözcüsü, küresel vicdanın nabzı olma iddiasını taşıyor.