Gençlik ve Spor Bakanlığı sporda ki rolünü yeniden tanımlanmalı

Gençlik ve Spor Bakanlığı sporda ki rolünü yeniden .

1938 yılından günümüze kadar Gençlik ve Spor bakanlığı hizmet birimleri faaliyet programları kapsamının tanımlanmış olması kurumsal yapının patinaj yapmasına engel olamadı.

Çünkü, sporda yazılı politikalardan daha çok, dönemsel süreç içerisindeki uygulama politikaları daha baskın hale gelmiştir.

Kurumun sistemik işlevi olan sporda güvenlik, adalet, ehliyet, şeffaflık, adil yarış, inşa, sürdürùlebilirlik, eğitim, sağlık, performans ve eğlence hizmetlerinin yanı sıra, birçok mal ve hizmetin üretimi ve doğrudan kontrol edilerek vatandaşın hizmetine sunulması Kanuni bir yükümlülükten ziyade yöneticilerin sözlü irade beyanlarıyla şekillenmiştir.

Bir çok ülkenin sporda ileri bir seviyeye erişmesi, kurumsal yönetimlerinin ulusal spor politikasına dayalı politika eylemlerinin sonucunda gerçekleşmistir.

Ülkemiz sporun da büyük mesafeler kat edilmesi yönünde Hükümet programlarında ve kalkınma planlarında Devlet, gerekli yükümlülukleri üstlenmesine rağmen kurumsal yönetiminde çeşitli şekillerde meşrulaştırılan yönetici müdahalesi sistemin gücünü ve evrenselliğini tüketmiştir.

Sporda basarilı ülkelerde birçok progresif mevzuat ve özel girişime yer verilirken, ülkemizde ( 7405 Sayılı Kanun, sporda seçim ve seçilme, atama, yönetme v.s gibi) Spora kısıtlayıcı, düzenleyici bir çerçeve oluşturularak, özel girişimleri marjinal faaliyetlerle sınırlandırmıştır.

Spor teşkilatının bu duruşu gerçek sportif girişimci sınıfların da ortaya çıkmasını engellemiştir.

Türk spor yönetimi, küresel sporda ki, gerçek potansiyellerini gerçekleştirmek istiyorlarsa, tam da bu kısıtlayıcı düzenleyici çerçeveden kendilerini kurtarmalılardır. Bunun gerçekleşmesi için spor yönetimin eyleminin altı alana odaklanması gerekiyor.

1) Spor yönetiminin idari ve teknik performansının şeffaf, eşitçi, adil, sürdürülebilir istikrara kavuşturularak rekabet yeteneğinin geliştirilmesi,

2) Yüksek personel enflasyon oranlarının, verimsiz harcamaların, mali dengesizliklerin, idari ve teknik yapı denge açıklarının kontrol altına alınması,

3) Kurumsal yönetim sporda yeterli altyapının inşasına yönelik uzun vadeli kalkınma temellerinin (eğitim, sağlık, güvenlik, yönetim, yetenek, karar alma, rekabet, kariyer planlama v.s gibi) sağlamlaştırılmasına daha fazla kaynak ayırması,

4) Kamu spor sektörünün boyutunun küçültületek operasyonel network ağının kurulması,

5) Devletin ticari spordan çekilmesi ve temel kamu spor hizmetlerinin sağlanmasına daha fazla zaman ve kaynak ayırması,

6) Sporda özel sektör, ticari faaliyetlerinin desteklenmesi ve bu alandaki reformlara ekonomik faaliyetleri liberalleştirme ve serbest girişimi teşvik etme arzusu rehberlik etmeli, (ancak devletin bu tür işletmeler arasında sağlıklı rekabeti teşvik edebilmesi için de ekonomik rantları bir firmaya veya ekonomik aktöre yasal olarak hakim konum kazandıran mekanizmalarını ortadan kaldırmalıdır.)

Yukarıda ki 6 alan çalışmasi ile birlikte spor üst yönetiminin aşagıdaki konulara odaklanması gerekmektedir:

1) Yurt için yurt dışı sportif ve diğer faaliyetler, gelirler, harcamalar spor paydaşlarının kurumsal internet sitelerinde yayınlanmalı bu konularda vatandaşlar kurum kararları ve gerekçeleri konusunda bilgilendirilmelidir,

2) Sporun bütünlüğü çercevesinde işlenen suçlardan dolayı (Doping, suistimal, yolsuzluk, kayırma, taciz v.s) suça dahil olan, görmezden gelen yada suçu teşvik eden, öven kamu görevlileri bu tür eylemlerden sorumlu tutulmalı ve cezalandırılmalı,

2) Sporda sağlıklı rekabetin teşvik edilebilmesi için sportif organizasyonlara katılan sporcu ve kulüplerden talep edilen ücret ve ek ücretlerin ortadan kaldırılarak spora erişimlerinin kolaylaştırılmasınin,

3) Spor sistemi içerisinde alınan kararların bağımsız ve tarafsız olması için, spordaki adalet dağıtım makanizmaları siyasi güçlerin veya kişilerin baskı ve müdahalesinden uzak tutulmalı.