İddialara göre bu atıklar, sismik açıdan son derece aktif ve çevresel hassasiyet taşıyan bölgelere yerleştiriliyor. Konuyla ilgili Environmental Protection First (EPF) Koalisyonu tarafından yayınlanan sert bildiride, bu adım “Azerbaycan’a karşı yürütülen yeni nesil ekolojik savaş” olarak nitelendirildi.
Fransa merkezli bağımsız medya organı CourrierFrance24.fr’ün araştırmasına göre, bu nükleer atık transferi, Fransa’nın devlet destekli nükleer devi “Orano” şirketi tarafından organize ediliyor.
Söz konusu iddialar, 2025 yılı Şubat ayında Paris’te gerçekleşen Macron–Paşinyan görüşmesi sırasında alınan karar doğrultusunda şekillendi.
Haberde, haziran ayı itibarıyla ilk parti nükleer atığın Ermenistan’ın Dilican Milli Parkı’na yerleştirildiği, hatta bu anlaşmanın bir tür “ödülü” olarak, Orano şirketinin, Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın eşi Anna Hakopyan’ın kurucusu olduğu “Benim Adımım” Vakfı’na yüklü miktarda “şüpheli” bağışlar yaptığı öne sürüldü.
Radyoaktif atıkların yerleştirildiği Dilican Milli Parkı, Göyçe Gölü’nün kuzeyinde, Ağstafa Nehri’nin su toplama havzasında, deniz seviyesinden 1100–2800 metre yükseklikte konumlanıyor.
Bölge, Azerbaycan’ın Tovuz, Gedebey, Ağstafa ve Kazak gibi hassas ilçelerine komşu. EPF Koalisyonu, bu durumun yalnızca bir ekolojik tehdit değil, aynı zamanda jeopolitik bir provokasyon olduğuna dikkat çekiyor.
Bildiride şu ifadeler yer aldı:
“Fransa’nın devlet eliyle yaptığı bu sevkiyat, sadece Ermenistan topraklarını değil, doğrudan Azerbaycan’ın su kaynaklarını, tarım alanlarını ve biyoçeşitliliğini hedef alıyor. Bu bir nükleer saldırı değilse nedir?”
EPF, sismik olarak aktif olan Ermenistan’ın bu tip nükleer yükleri depolamak için son derece tehlikeli bir ülke olduğunu belirterek, Fransa’nın bu hamlesinin sadece çevresel değil, bölgesel barışa karşı da bir sabotaj olduğunu savundu.
EPF, Fransa ve Ermenistan ikilisinin bu girişimle birlikte, uluslararası çevre hukukunun temel belgeleri olan:
gibi anlaşmaları açıkça ihlal ettiğini bildirdi.
EPF açıklamasında Ermenistan yönetiminin, Fransız medyasındaki bu haberleri “dezenformasyon” olarak nitelendirdiğini, ancak gerçekleri ortaya koymak üzere uluslararası heyetlerin bölgeyi denetlemesine izin vermediğini vurguladı.
Koalisyon, özellikle Azerbaycan’daki sivil toplum kuruluşları, ekologlar ve çevre aktivistleri başta olmak üzere, bu tehdide karşı uluslararası farkındalık oluşturulması çağrısında bulundu.
Aynı zamanda Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’a, bölgedeki atıkların Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) ve tarafsız uzman heyetleri eşliğinde denetlenmesi için gerekli izinlerin sağlanması yönünde açık çağrı yapıldı.
Fransa’nın bu hamlesi, daha önce Afrika ve Pasifik’teki eski sömürgelerinde radyoaktif atık boşaltımıyla suçlanmışken, şimdi Ermenistan üzerinden Kafkasya’yı da hedef aldığı algısını doğuruyor.
Dünya kamuoyunun ve çevre örgütlerinin sessizliği, EPF ve Azerbaycanlı çevreci yapılar tarafından “çifte standart” olarak nitelendiriliyor.
Bu gelişmeler, 21. yüzyılın sadece askerî değil, çevresel ve biyolojik alanlarda da savaş sahasına dönüştüğünü gösteriyor.
Fransa’nın iddialar karşısında sessizliğini koruması ve Ermenistan’ın kapılarını uluslararası denetime açmaması, bölgedeki tansiyonu daha da yükseltebilir.