Ortadoğu‘da tansiyon her geçen saat yükselirken, Türkiye de sınır güvenliği ve bölgesel istikrar için önemli bir adım attı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’de düzenlenen kritik güvenlik zirvesi, İran-İsrail arasında tırmanan askeri gerilim ve olası bölgesel etkileri masaya yatırdı.
Zirveye;
Toplantının ana konusu, İsrail’in İran’a yönelik hava saldırılarına İran’ın balistik füze yanıtı ve bu gerilimin Suriye, Irak ve Lübnan üzerinden Türkiye’ye sıçrama ihtimaliydi. Güvenlik birimlerinin sunduğu brifinglerde, özellikle Türkiye’nin güney sınırında oluşabilecek tehditler, insani göç dalgası riski ve siber saldırılara karşı hazırlıklar değerlendirildi.
Toplantıda, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’nin kuzeyindeki askeri üs bölgelerinde teyakkuz seviyesinin artırılması kararı alındı. Olası hava ihlalleri ve sınır ötesi güvenlik tehditlerine karşı radar izleme faaliyetleri genişletildi. Ayrıca, İHA/SİHA operasyonlarında esneklik ve hız öncelikli hale getirildi.
Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın’ın sunduğu rapora göre, İran ve İsrail arasında yoğun bir siber istihbarat savaşı yaşanıyor. MİT, Türkiye merkezli bazı kritik altyapı sistemlerinin hedef alınabileceğine dair sinyalleri titizlikle takip ediyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise toplantıda, Türkiye’nin İran ve İsrail’e yönelik diplomatik temasları ve bölgesel ülkelerle sürdürülen istikrar çağrılarını aktardı. Ankara’nın bölgesel bir savaşın önüne geçmek için yoğun bir diplomasi yürüttüğü vurgulandı.
Zirve sonrası Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarından elde edilen bilgilere göre, özellikle Şırnak, Hakkâri, Kilis ve Hatay sınır hattında güvenlik önlemleri üst düzeye çıkarıldı. Ayrıca Göç İdaresi ve AFAD, olası bir göç dalgasına karşı acil durum senaryoları üzerinde hazırlıklara başladı.
Toplantının kapanışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin milli güvenliğine tehdit oluşturan hiçbir gelişmeye karşı sessiz kalmayacaklarını belirterek şu mesajı verdi:
“Türkiye, bölgesel istikrarın korunması için üzerine düşeni yapacaktır. Komşu ülkelerdeki krizlerin bize sıçramaması için tüm kurumlarımızla teyakkuzdayız. Türkiye barışı savunurken, tehdit karşısında asla geri adım atmaz.”
Ankara’nın bu kritik süreçte yürüttüğü diplomasi ve askeri hazırlıklar, Türkiye’nin tarafsız ama hazırlıklı duruşunu bir kez daha ortaya koydu. Gelişmeler, sadece sınır güvenliği değil; enerji hatları, ticaret yolları ve iç kamu düzeni açısından da hayati önem taşıyor.