Açıklamada, özellikle son iki ayda saldırıların ve çocuk kaçırma vakalarının yeniden tırmanışa geçtiği vurgulandı. HRW, Mozambik hükümetini “kaybolan çocukların bulunması ve yeni kaçırma olaylarının önlenmesi için daha fazla sorumluluk almaya” çağırdı.
Cabo Delgado’ya 11 Haziran’da bir ziyaret gerçekleştiren Norveç Mülteci Konseyi (NRC) Genel Sekreteri Jan Egeland, bölgedeki durumu “görmezden gelinen bir kriz” olarak tanımladı. Egeland, “İklim şokları, artan şiddet olayları ve derinleşen açlık, halk üzerinde yıkıcı bir etki yaratıyor. 5 milyon insan açlık riski altında; 900 binden fazlası ise acil yardıma ihtiyaç duyacak kadar derin bir kıtlıkla karşı karşıya” dedi.
NRC verilerine göre, ülke genelinde 900 binden fazla kişi acil gıda yardımına muhtaç, ancak bölgeye ulaşan uluslararası destek yetersiz kalıyor. Eş-Şebab’ın artan şiddeti ve güvenlik krizine paralel olarak, insani yardım çalışanları da bölgede güvenlik sorunları nedeniyle çalışmalarını sınırlı şekilde sürdürüyor.
Mozambik hükümeti, 2017’den bu yana Cabo Delgado’daki isyancı gruplarla mücadele ediyor. Ancak çatışmaların kontrol altına alınamaması nedeniyle Ruanda, Güney Afrika gibi ülkelerden askeri destek talep edilmiş durumda. Hükümet güçleri, uluslararası destekle bölgede güvenliği sağlamaya çalışsa da özellikle kırsal alanlarda terör örgütlerinin hakimiyeti hâlen sürüyor.
2020 yılında isyancı grup, düzenlediği vahşi saldırılarda aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda kişiyi başlarını keserek katletmişti. Bu vahşet, dünya kamuoyunda büyük tepki toplasa da krize dair sürdürülebilir bir çözüm geliştirilemedi.
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, şiddet nedeniyle 600 binden fazla kişi evlerinden edildi. Göç dalgası yalnızca Cabo Delgado’yla sınırlı kalmayarak komşu eyaletlere de yayıldı. Ayrıca 2024 sonbaharında yaşanan seçim sonrası protestolarda ortaya çıkan yeni krizler, bölgede yaşanan insani dramı uluslararası gündemin arka sıralarına itti.
Cabo Delgado, yalnızca çatışmalarla değil, aynı zamanda sık sık yaşanan kasırgalarla da mücadele etmek zorunda kalıyor. Doğal afetlerin tarımı ve altyapıyı çökertmesi, kırsal bölgelerde gıda krizini daha da derinleştiriyor. Öte yandan, ABD’nin dış yardımları azaltma kararı da krizi besleyen önemli etkenlerden biri.
Bugün, Mozambik’in kuzeyinde yaşananlar sadece bir ülkenin değil, tüm insanlığın meselesi olmalı. Çocukların silah zoruyla savaşçı yapıldığı, oyun oynaması gereken yaşta kaçırılıp istismar edildiği bir dünyada sessiz kalmak, suça ortak olmaktır. Cabo Delgado’da yankılanan sessiz çığlıklar duyulmayı bekliyor.