Açıklamada, bölgede devam eden operasyonların uluslararası insancıl hukuk çerçevesinde yürütülmesi gerektiği vurgulanırken şu ifadeler yer aldı:
“İran’daki Azerbaycan Türklerinin yaşadığı bölgelerde sivil halkın, altyapının ve tarihi-kültürel dokunun korunması öncelikli olmalıdır. Hiçbir askeri gerginlik, masum insanların hayatını tehdit etmemelidir.”
İsrail’in balistik füze saldırılarında İran’ın kuzeybatısındaki Erdebil ve çevresindeki bazı askeri tesisleri hedef aldığı iddiaları, bölgede tedirginliği artırdı. Azerbaycan, İran’da yaşayan soydaşlarının güvenliğine dair artan kaygılar doğrultusunda İsrail’e doğrudan çağrı yapan nadir ülkelerden biri oldu.
Diplomatik kaynaklar, bu çıkışın Azerbaycan’ın İsrail’le stratejik ilişkilerine zarar vermeden, insani bir çizgi üzerinden sorumluluk hatırlatması olarak görülmesi gerektiğini belirtiyor.
Bakü yönetimi, İran ve İsrail arasındaki gerilime doğrudan taraf olmamakla birlikte, bölgede yaşayan Azerbaycan Türklerinin güvenliği konusunda hassasiyetini açıkça ortaya koydu. Siyasi analist Zaur Məmmədov konuya dair değerlendirmesinde, “Azerbaycan, kendi diasporasının yoğun olduğu bölgelerde yaşanabilecek sivil kayıpları ciddiye alıyor. Bu sadece etnik ya da kültürel değil, aynı zamanda insani bir sorumluluk” dedi.
Azerbaycan’ın bu açıklamasına karşılık, Tahran’dan henüz resmi bir değerlendirme yapılmazken, İsrail’in diplomatik çevrelerinin konuya nasıl yanıt vereceği merak ediliyor. Bölgedeki gelişmeler, Bakü’nün diplomatik çizgisinde artık daha görünür ve proaktif bir pozisyona yöneldiğine işaret ediyor.