ABD Başkanı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarda İran’a karşı sabrının “tükenmekte” olduğunu belirtirken, “Artık İran semaları üzerinde tam ve eksiksiz kontrole sahibiz” ifadeleriyle bölgedeki hava üstünlüğüne dikkat çekti. Bu açıklamaların ardından Pentagon, bölgedeki üslerin alarm seviyesini yükseltti ve yeni savaş uçaklarıyla birlikte yakıt ikmal tankerlerinin bölgeye yerleştirildiğini duyurdu.
ABD’nin çatışmadaki rolünü artırabileceği bir başka senaryo ise İran’ın Kum eyaletinde bir dağın altına inşa ettiği Fordo Nükleer Tesisi’ne yönelik saldırı ihtimali. Uzmanlara göre bu tesis, sadece ABD’nin elindeki özel mühimmatlarla hedef alınabilecek kadar derin ve korunaklı. “Bunker buster” (sığınak delici) olarak bilinen GBU-57A/B türü bombaları taşıyabilecek tek uçak tipi olan B-2 Spirit’ler ise şu anda Orta Doğu’da değil, Missouri’deki Whiteman Hava Üssü’nde konuşlu.
Ancak bu uçaklar, uzun menzilli operasyon yetenekleri sayesinde bölgeye ulaşabilecek kapasitede. Savunma çevrelerinde, ABD’nin bu mühimmatı İsrail’le paylaşabileceği veya operasyonu doğrudan kendi gerçekleştirebileceği ihtimali tartışılıyor.
Aurora Intel gibi açık kaynak analiz platformlarına göre ABD, İngiltere, Almanya, İspanya ve Yunanistan’daki üslerinden Ortadoğu’ya çok sayıda savaş uçağı ve yakıt ikmal tankerini konuşlandırdı. Bu hamle, olası bir hava saldırısının teknik alt yapısının oluşturulduğu yorumlarını beraberinde getirdi.
Halihazırda bölgede yaklaşık 40 bin ABD askerinin bulunduğu ve bu sayının son gerilimlerle birlikte 43 bine kadar çıktığı bildiriliyor. ABD savaş gemileri ise hem Umman Körfezi’nde hem Doğu Akdeniz’de aktif şekilde devriye faaliyetlerini sürdürüyor. “USS Carl Vinson” uçak gemisi ve beraberindeki filonun, “USS Nimitz”in gelişiyle birlikte kısa bir süreliğine çift uçak gemili görev grubuna dönüşeceği öngörülüyor.
ABD’li yetkililer, yapılan sevkiyatların savunma amaçlı olduğunu savunsa da, bölgede giderek artan askeri yığınak ve sert söylemler, ABD’nin doğrudan saldırıya geçip geçmeyeceği sorularını gündeme getiriyor. Bu kapsamda sığınak avcısı bombaların kullanımı, yalnızca İran’a karşı değil, ABD-İsrail savunma iş birliğinin yeni bir evreye taşınması açısından da büyük önem taşıyor.
Şimdi gözler, Trump yönetiminin hem diplomatik hem de askeri düzlemde atacağı bir sonraki adımda. İran’ın nasıl karşılık vereceği ise bölgedeki dengelerin geleceğini tayin edecek.