KAN’ın diplomatik kaynaklara dayandırdığı iddialara göre, İsrail, 13 Haziran’da İran’a başlattığı saldırıların ardından, 24 Haziran’da ABD Başkanı Donald Trump’ın duyurduğu ateşkesin sağlanması sonrası Rusya ile arka kapı diplomasisi başlattı. Tel Aviv’in, bu süreci yalnızca İran ile değil, aynı zamanda Suriye ile olası normalleşme ve sınır güvenliği anlaşmaları için de değerlendirmek istediği bildirildi.
İsrail’in, Rusya’nın bölgesel nüfuzu ve özellikle Suriye üzerindeki askeri-siyasi etkisi sebebiyle bu görüşmelere önem verdiği, görüşmelerin yüksek gizlilik içinde yürütüldüğü belirtildi.
İsrail medyası, görüşmelerin içeriği hakkında detay vermezken, diplomatik çevreler bu temasların İran’ın Suriye’deki askeri varlığı, Hizbullah’a silah transferi ve Suriye-İsrail sınır hattındaki hassas dengeleri kapsadığı yönünde tahminlerde bulunuyor.
Görüşmelerin bir kısmının Moskova’da, bir kısmının ise Avrupa başkentlerinde gerçekleştiği; katılımcılar arasında İsrail dış istihbarat servisi Mossad’dan temsilciler, Rusya Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ve askeri danışmanların bulunduğu öne sürüldü.
İsrail’in yalnızca Rusya ile değil, ABD ile de İran konusunda bir çerçeve anlaşması arayışında olduğu belirtiliyor. KAN’ın haberine göre, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, gelecek hafta yapacağı Washington ziyareti kapsamında ABD Başkanı Donald Trump ile görüşecek ve görüşmenin ana başlığı İran olacak.
İsrail, ABD ile daha önce Lübnan konusunda yapılan “mutabakat modeli”ne benzer şekilde, İran’la da bazı temel ilkeler üzerinde anlaşmak istiyor. Bu ilkelerin başında ise İran’ın bölgesel nüfuzunun sınırlandırılması, füze programı ve nükleer faaliyetlerinin tamamen durdurulması talepleri bulunuyor.
İran ile sağlanan geçici ateşkesin ardından Tel Aviv yönetimi içinde bölgesel normalleşme adımları yeniden gündeme geldi. İsrail basını, Netanyahu’nun ekibinin gizli biçimde Suriye ile bazı arka kapı temasları yürüttüğünü, bu temaslarda enerji, sınır güvenliği ve askeri çekilme gibi başlıkların konuşulduğunu yazdı.
Ayrıca İsrail, Rusya’nın Suriye üzerindeki etkisini kullanarak Suriye hava sahasının istikrara kavuşturulması, İran’a bağlı grupların bölgeden çıkarılması ve İsrail-Suriye sınırında “sessiz bir statüko” oluşturulmasını hedefliyor.
Uzmanlara göre, İsrail’in bu hamleleri hem ABD seçim atmosferinde Trump yönetimiyle stratejik pozisyonunu güçlendirme, hem de Rusya ile ortak zeminde İran’ı çevreleme stratejisinin parçası.
Diplomasi uzmanı Dr. Ezra Harel, süreci şöyle değerlendirdi:
“İsrail, son askeri operasyonun ardından doğrudan çatışma yerine dolaylı kontrol ve diplomatik derinlik kurmayı hedefliyor. İran ile sahada mücadele ederken, masada Rusya’yı kullanarak dengesini sağlama peşinde.”
İsrail ve Rusya tarafı iddialar hakkında henüz resmî açıklama yapmadı. Ancak diplomatik çevrelerde bu tür haberlerin sızdırılmasının, kamuoyunu nabız yoklama ve tarafları hazırlama amaçlı olduğu sıkça vurgulanıyor.