web analytics

Rusya’nın Etnik Temizlik Politikası: 5Azerbaycanlı İşkenceyle Öldürüldü

Yayınlama: 29.06.2025
A+
A-

Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) özel timlerinin iki Azerbaycanlı aileye yönelik düzenlediği baskında, aralarında Ziyaddin ve Hüseyn Safarov kardeşlerin de olduğu 5 kişi işkenceyle hayatını kaybederken, 9 kişi gözaltına alındı. Olayın detayları ve ardından yaşanan diplomatik gelişmeler, Moskova’nın diasporalara karşı izlediği politikayı tüm çıplaklığıyla ortaya koydu.


Baskın ve Katliam: Detaylar Korkutucu

Yekaterinburg’da sabah erken saatlerde gerçekleşen operasyon, sivil halka yönelik aşırı güç kullanımı ve insan hakları ihlallerinin korkunç bir örneği olarak kayda geçti. Baskın sırasında gözaltına alınan kişilerden beşi, ağır işkence izleriyle hayatını kaybetti. Safarov kardeşler, yerel Azerbaycan topluluğunda sevilen ve saygı gören isimlerdi.

Olayla ilgili resmi Rus makamlarından henüz tatmin edici bir açıklama gelmezken, gözaltına alınan diğer 9 kişinin durumu hakkında da bilgi verilmedi. Bu suskunluk, akıllara benzer vakalarda yaşanan “zorla kaybetme” ve “faili meçhul” cinayetleri getiriyor.


Azerbaycan’dan Sert Tepki: Diplomatik Kriz Kapıda

Bu vahim gelişme üzerine Azerbaycan hükümeti, Rusya’ya yönelik sert bir tepki verdi. Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada olay “vahşet ve insan hakları ihlali” olarak nitelendirildi, sorumluların hesap vermesi istendi. Aynı zamanda Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksey Overçuk’un Bakü ziyareti “uygunsuzluk” gerekçesiyle iptal edildi.

Bu adım, Azerbaycan-Rusya ilişkilerinde zaten hassas olan atmosferi daha da gerdi. Analistler, bu olayın bölgesel politikada yeni gerilimlere yol açabileceği uyarısında bulunuyor.


Rusya’nın Etnik Temizlik Siyaseti: Sistematik Baskının Parçası

Yekaterinburg’daki olay, tesadüfi bir istisna değil. Uzmanlar, son yıllarda Rusya’nın özellikle Kuzey Kafkasya, Orta Asya ve Türk kökenli diasporalara karşı izlediği sert politikaların “etnik temizlik” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor.

Rusya, etnik azınlıkların kültürel, sosyal ve siyasi olarak güçlenmesini önlemek için:

  • Yasadışı gözaltılar,
  • İşkence ve zorla kaybetmeler,
  • Hukuksuz yargılamalar,
  • Göç yollarını kapatma ve yaşam alanlarını daraltma gibi yöntemlere başvuruyor.

Bu yöntemlerle, azınlıkların varlığını yıldırma ve asimilasyon politikalarını yürütüyor.


Yekaterinburg Olayı ve Diaspora Üzerindeki Baskılar

Yekaterinburg’da yaşananlar, Azerbaycan diasporasının maruz kaldığı baskıların sadece son halkası. Rusya’da yaşayan Türk ve Müslüman kökenli topluluklar, özellikle siyasi faaliyetlerinden dolayı uzun süredir hedefte.

FSB’nin kontrolündeki özel timler, Türkiye ve Batı ile ilişkileri olan kişileri sistematik şekilde izliyor, kriminalize ediyor ve yıldırmaya çalışıyor. Bu baskılar, sadece bireyleri değil, toplumun örgütlenme kapasitesini de zayıflatmayı amaçlıyor.


Bölgesel Güç Mücadelesi ve Etnik Politikaların Kesişimi

Rusya’nın Azerbaycan ve Türk dünyasına yönelik sert politikaları, sadece iç güvenlik kaygılarıyla açıklanamaz. Bölgesel güç dengeleri, enerji politikaları ve jeopolitik rekabet, Kremlin’in bu tutumunun arkasındaki önemli faktörler.

Azerbaycan’ın Türkiye ve Batı ile yakınlaşması, Karabağ zaferi ve enerji projeleri, Moskova’yı rahatsız ediyor. Yekaterinburg baskını gibi olaylar, bu bağlamda bir gözdağı ve kontrol aracı olarak kullanılıyor.


Uluslararası Toplumun Rolü ve Beklentiler

BM İnsan Hakları Konseyi, Uluslararası Af Örgütü gibi kuruluşlar, Rusya’nın etnik azınlıklara yönelik uygulamalarını yakından izliyor ancak siyasi dengeler nedeniyle etkili yaptırımlar sınırlı kalıyor.

Azerbaycan yönetimi ve diasporalar ise uluslararası desteğin artırılması, insan hakları ihlallerinin belgelenmesi ve mağdurların korunması için çaba gösteriyor.


Tehlikeli Bir Süreç İşliyor

Yekaterinburg’da yaşananlar, Rusya’nın iç politikasında ve bölgesel stratejisinde yeni bir dönemin işareti. Etnik azınlıkları hedef alan bu tür operasyonlar, sadece insan hakları açısından değil, bölgesel istikrar açısından da ciddi tehdit oluşturuyor.

Bu karanlık tabloya karşı uluslararası toplumun harekete geçmesi, mağdurların sesini duyurması ve adaletin sağlanması için daha fazla çaba göstermesi gerekiyor.


Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.