Güney Lübnan’da Hizbullah’a ait olduğu belirtilen birçok hedef bombalanırken, Gazze’de “güvenli bölge” olarak ilan edilen noktalarda bile sivil kayıplar yaşandı. Yerel kaynaklara göre sadece son 24 saatte 11 sivil hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.
İsrail ordusu, saldırıların “önleyici güvenlik operasyonu” olduğunu iddia ederken, sivil ölümleri ve bombalanan bölgelerin niteliği uluslararası kamuoyunun tepkisini çekti. Gazze’de vurulan alanların birçoğu daha önce BM koordinasyonuyla güvenli bölge olarak ilan edilmişti. Ancak bu bölgelerin dahi hedef alınması, sivillerin tamamen savunmasız bırakıldığı bir tabloyu gözler önüne serdi.
Saldırılarla eş zamanlı olarak İsrail, kuzey sınırındaki ana insani yardım geçişlerini de kapattı. Bu geçiş noktaları, Gazze’ye gıda, ilaç ve temel yaşam malzemesi ulaştırılmasında kritik öneme sahipti. Geçişlerin kapatılmasıyla birlikte, zaten zor durumda olan Gazze halkı daha büyük bir insani felaketle karşı karşıya kalabilir.
Uluslararası yardım kuruluşları, bölgede açlık krizinin derinleştiğini, çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere binlerce insanın temel beslenme ihtiyacını karşılayamayacak durumda olduğunu bildirdi. BM yetkilileri, geçişlerin kapatılmasının hem insani hukuka hem de savaş kurallarına aykırı olduğunu vurguladı.
İsrail’in Gazze ve Lübnan’a eş zamanlı operasyonu, bölgede yeni bir cephe açılabileceğine dair endişeleri artırdı. Uzmanlara göre Hizbullah’ın olası karşılıkları ve İran’ın dolaylı tepkileri, çatışmaları daha geniş bir savaşa dönüştürebilir.
Öte yandan uluslararası toplumun, özellikle ABD ve Avrupa ülkelerinin, İsrail’e doğrudan baskı uygulamaması da eleştiri konusu. Gazze’deki insani tablo giderek kötüleşirken, siyasi çözüme dair umutlar zayıflıyor.