Gece yarısı Truth Social platformu üzerinden açıklama yapan ABD Başkanı Donald Trump, İran ile İsrail arasında planlanan ateşkesin ciddi şekilde tehdit altında olduğunu söyledi. Trump, açıklamasında oldukça sert ve diplomatik teamülleri aşan ifadeler kullandı:
“İsrail ve İran o kadar uzun süredir ve o kadar sert savaşıyorlar ki, artık ne yaptıklarını bilmiyorlar. Anlıyor musunuz?”
Bu sözleriyle iki ülkenin kontrolsüz bir çatışma sarmalına girdiğini öne süren Trump, hem İsrail’e hem İran’a karşı dikkat çeken bir denge siyaseti yürütmeye çalıştı. İsrail’e açık uyarıda bulunan Trump, şu ifadeleri kullandı:
“İsrail, İran’a o bombaları atma. Atarsan bu büyük bir ihlal olur. Pilotlarını hemen geri çağır. Yoksa bu, küresel ölçekte çok daha büyük bir kriz doğurur.”
Trump’ın uyarılarının üzerinden henüz birkaç saat geçmişti ki, İran’ın başkenti Tahran’dan art arda patlama haberleri gelmeye başladı. Yerel saatle sabaha karşı yaşanan saldırılarda, şehir merkezinde iki büyük patlamanın meydana geldiği bildirildi. Güvenlik kaynakları, patlamaların bir füze tesisine ve istihbarat merkezine yönelik olduğunu iddia ediyor.
Aynı saatlerde kuzeydeki Babülser kenti de hedef alındı. Şehirdeki liman bölgesine ve askeri noktalara isabet eden bombalar sonucu büyük çaplı yangınların çıktığı, yerel halkın panik halinde şehri terk etmeye çalıştığı belirtiliyor. Sosyal medyaya düşen görüntülerde, gökyüzünü kaplayan alevler ve siren sesleri dikkat çekiyor.
Saldırıların ardından yeni bir açıklama yapan Trump, İsrail’in saldırılarının ateşkesi ihlal etmediğini savundu. Bir önceki söylemiyle çelişen Trump, şu mesajı verdi:
“İsrail, İran’a saldırmayacak. Tüm uçaklar geri dönecek ve İran’a dostça bir ‘Uçak El Sallaması’ yaparak üslerine geri dönecek.”
Bu ifadeler, saldırıların kasıtlı bir askeri hamle değil, “gözdağı” amacı taşıdığı yönünde yorumlandı. Ancak bölgedeki yıkım ve İran kamuoyunda oluşan öfke, işlerin sandığı kadar kolay toparlanmayacağını gösteriyor.
İran’dan henüz resmi bir açıklama gelmezken, dini lider Ayetullah Ali Hamaney’in acil güvenlik toplantısı yaptığı ve ülke çapında askeri alarm seviyesinin yükseltildiği bildiriliyor. İsrail ise saldırıların detaylarına ilişkin yorum yapmaktan kaçınırken, bölgedeki tüm hava savunma sistemlerinin aktif hale getirildiği bilgisi paylaşıldı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin olağanüstü toplantıya çağrıldığı ve ABD, Rusya, Çin gibi küresel aktörlerin devreye girmeye hazırlandığı belirtiliyor.
Orta Doğu uzmanları, bu gelişmeleri soğuk savaş sonrası en tehlikeli diplomatik kırılma olarak tanımlıyor. ABD’nin iki tarafa da yönelttiği çelişkili mesajlar ve İsrail’in bağımsız hamleleri, bölgede kontrolün giderek kaybedildiği yönündeki endişeleri artırıyor.
Savaşın 12. gününde geldiğimiz noktada, ne gerçek bir ateşkesten, ne de barış müzakerelerinden söz edilebiliyor. İsrail’in Tahran ve Babülser’e düzenlediği saldırılar, sadece İran halkını değil, tüm bölgeyi tedirgin etti. Donald Trump’ın çelişkili açıklamaları ise bu krizi çözmekten çok daha fazla karmaşık hale getirdi.
Dünya nefesini tutmuş durumda. İran’dan gelebilecek olası bir karşı saldırı, artık yalnızca Orta Doğu’yu değil, küresel güvenlik dengelerini de alt üst edebilir.