İran’ın Suriye ve Lübnan’daki etkinliğine karşı yıllardır operasyonlar düzenleyen İsrail, bu kez doğrudan İran topraklarını hedef alarak bölgede tansiyonu en üst seviyeye çıkardı.
İsrail tarafından düzenlenen son saldırıda, İran’ın askeri altyapısına ve bazı nükleer tesislerine yönelik hedefler vuruldu. Batılı istihbarat kaynakları, İsrail’in bu saldırıda gelişmiş insansız hava araçları ve elektronik harp sistemleri kullandığını iddia ediyor. İsrail, her zamanki gibi saldırıya dair resmi bir açıklama yapmazken, İran ise olay sonrası “saldırıların etkisizleştirildiği” ve “ciddi bir zararın meydana gelmediği” yönünde açıklamalarda bulundu. Ancak bölgeden gelen bağımsız kaynaklar, İran’da bazı askeri üslerin ve radar sistemlerinin ciddi şekilde hasar gördüğünü bildiriyor.
Bu gelişme, sadece İran ve İsrail arasında değil, tüm bölge ülkelerinde endişe yarattı. Türkiye başta olmak üzere birçok İslam ülkesinde halk, Ortadoğu’nun yeniden büyük bir savaşa sürüklenmesinden kaygı duyuyor.
İsrail’in bu adımı atmasında birkaç kritik başlık öne çıkıyor:
İsrail saldırısına karşılık İran da rest çekti. İran Devrim Muhafızları Ordusu’ndan yapılan açıklamada, “Her türlü saldırının bedeli olacaktır. Sabır taşarsa, sonuçları büyük olur” denildi. İran’ın İsrail’e doğrudan bir karşılık verip vermeyeceği henüz netleşmese de özellikle Lübnan’daki Hizbullah ve Suriye’deki milis güçler üzerinden dolaylı misilleme ihtimalleri masada.
İsrail, olası İran misillemesine karşı hava savunma sistemlerini alarma geçirdi. Demir Kubbe başta olmak üzere, tüm füze savunma bataryaları aktif hale getirildi.
İsrail’in İran’a saldırıları, bir yandan da Filistin meselesinin uluslararası kamuoyunda ikinci plana itilmesine yol açıyor. Gazze’de aylardır süren katliam ve işgal politikasını sürdüren İsrail, Batılı medyada İran saldırılarıyla gündemi değiştirmeyi başarıyor.
Filistin halkı ise yine mazlum, yine yalnız. Türkiye’de ve İslam dünyasında milyonlarca insan bu tabloya isyan ediyor. İslam ülkelerinin bir araya gelerek bu zulüm düzenine karşı ortak hareket etmesi gerektiği çağrıları güç kazanıyor.
Türkiye, gelişmeleri dikkatle takip ediyor. Ankara’dan yapılan açıklamalarda, bölgedeki gerilimin tüm İslam coğrafyasını ateşe atabileceği uyarısı yapılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da önümüzdeki günlerde bu konuda daha net mesajlar vermesi bekleniyor.
Türkiye kamuoyunda ise İsrail’in Ortadoğu’yu bir savaş alanına çevirmesine karşı büyük bir öfke var. Özellikle Türk sağında, “İslam dünyasının birleşmesi” ve “Türkiye’nin mazlumların yanında daha güçlü bir şekilde durması” çağrıları artıyor.
İsrail-İran gerilimi, sadece iki ülke arasında bir hesaplaşma değil. Bu çatışmanın arka planında:
gibi birçok denge yer alıyor.
Bu hesaplaşma, aslında İslam dünyasının birlik olamamasının da acı bir yansımasıdır. Türkiye halkının önemli bir kısmı, bu kavgada sadece emperyalist güçlerin kazandığını, İslam coğrafyasının ise sürekli kan ve gözyaşıyla bedel ödediğini düşünüyor.
Ortadoğu bugün yine büyük bir yangının eşiğinde. İsrail’in pervasız saldırıları, İran’ın sert açıklamaları ve ABD’nin bölgedeki gölge oyunları, milyonlarca masum insanın hayatını tehdit ediyor.
Türkiye ve tüm İslam alemi, bu tehlikeli gidişatı endişeyle izliyor. Bir yanda emperyalist planlar, diğer yanda zulme direnen mazlum halklar var. Ve her zamanki gibi en büyük bedeli yine çocuklar, kadınlar ve masum siviller ödüyor.
israil iran son dakika gelişmeleri, israil iran son dakika haberleri, israil iran son dakika